Dün vefat eden Korkut Özal'ı 1974'te Ankara'da tanımıştım. O CHP-MSP koalisyonunda Tarım Bakanı'ydı, ben de TRT'nin Haber Dairesi'ni yönetmekteydim.
Bir gün makamında ziyaret ettim onu ve karşılaştığım görüntü beni şaşırttı... Çünkü Korkut Özal'ın masasının üzerinde bir tane bile kâğıt veya evrak yoktu. Oysa hangi bakanı makamında gördüysem, masasının üzeri imzalanmayı ya da olur verilmesini bekleyen dosyalar yığınıyla dolu olurdu.

Yarına iş bırakmazdı
Korkut Bey'e "Tarım Bakanlığı tatilde mi ki? Neden masanızın üzerinde imza bekleyen hiçbir evrak yok" diye sordum.
Gülümsedi... Cevap verdi:
- Ben imza için bana gönderilen evrakı o anda imzalar ve ilgili yere hemen gönderirim. Millet adına bu görevi yaparken tembelliğe yer olmadığını düşünürüm. Bir evrakı imzalamadan ertesi güne bıraktığım takdirde, cehennemlik olacağıma inanırım.

Yine Tarım Bakanı'ydı
Korkut Özal'la çok dost olmuştuk...
CHP-MSP koalisyonu bozulduktan sonra kısa süreliğine Sadi Irmak Hükümeti kuruldu ve arkasından Demirel 1'inci Milliyetçi Cephe Koalisyonu'nu kurdu. Korkut Özal bu hükümette de Tarım Bakanı'ydı.
Ona bir gün "Ecevit'le de, Demirel'le de birlikte çalıştınız. Bu isimlerin başbakanlıkları hakkında ne düşünüyorsunuz" diye sorduğumda şöyle cevap vermişti:

Ecevit-Demirel farkı
- Ecevit başbakanken piyasada margarin sıkıntısı olmuştu. Bu sıkıntıyı gidermek için acil tedbir almak gerekiyordu. Başbakan Ecevit'e gidip durumu anlattım... Ecevit bir saat kadar çeşitli konulardan bahsetti, ama margarin darboğazına bir çözüm yolu önermedi. Aynı darboğaz Demirel'in başbakanlığında da oldu. Demirel'e gidip durumu anlattığımda, önce Merkez Bankası'nı arayıp margarin ithalatı için döviz tahsisini sağladı. Sonra Ticaret Bakanı'nı aradı ve margarin ithal edilmesi için talimat verdi. Aralarında böyle bir fark vardı.
Özal kardeşlerin en küçüğü olan Yusuf Bozkurt da, ortanca kardeş Korkut da, ağabey Turgut Özal da sıradan insanlar değildiler. Onlara rahmet diliyorum.