Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Farklı bir demokrasi anlayışımız var

HDP'yi desteklerken PKK terörünü görmezden gelenlerin tutumunu "Erdoğan saplantısı"na bağlayabiliriz. Ama yine de aynı kaderi paylaşmak durumunda olan insanların, birbirlerine karşı böylesine öfke ve nefret dolu olmalarını anlamak pek kolay değildir. Angela Merkel "Türkiye zor bir jeo- politik konumda bulunuyor" şeklinde tanımlamış bizi... Acaba bizim demokrasimizin onlarınkinden farkı, sadece jeopolitik konumuzdan mı kaynaklanıyor?

Bizim burjuvalarımız

Mesela çok bilinen bir tanımlamaya göre "Burjuvanın kalbi solda, cüzdanı sağdadır." Burada "Türkiye'de burjuvazi var mı" sorunsalı da çıkıyor karşımıza... Klasik burjuvazi tarifine uymasa da, bizim burjuvalarımıza "Seçkinler" diyemez miyiz? Türk siyasetinin "Bilge Adam"ı rahmetli Turan Güneş'in bana söylediklerini hatırlıyorum hep... Bunları kitaplaştırmıştım da. (Türkiye'de Darbeler ve Kavgalar Dönemi/ Birey Yayınları) İşte bazı gözlemleri Turan Güneş'in...

Demokrasiyi sindiremediler

- Türkiye'de seçkinlerin demokrasiyi içlerine pek sindirdiklerini sanmıyorum. Türkiye'de seçkinler nasıl olup da dağdaki bayırdaki seçmenin milletvekili yaptığı insanların, profesörlerden, basının değerli kalemlerinden ve planlama uzmanlarından daha fazla söz sahibi olduğunu kabullenemiyorlar. Belki haklıdırlar ve demokrasi kötü bir şeydir. Ama demokrasi iyi parlamento kötü olacak. Bu olsa olsa mektepsiz maarif düşüncesini savunan Haşim Paşa'nın düşüncelerine benzer.

Devrim beklentisi

- Halktan yana, demokrasiden yana pek çok yazar arkadaşım, şimdi demokrasiyi savunanlar 12 Mart lehine makaleler yazdılar. Gerçi sonradan "Faşizm geldi" diye kıyametler kopardılarsa da buna sebep, alkışladıkları rejimin kendi üzerlerine gelmesi oldu... Solcuları değil sağcıları tutuklasalardı, herhalde "Devrimci Hükümet" diye bir hayli alkışlanacaklardı.
Acaba bu noktada bizdeki siyaset mesleğinin, gelişmiş demokrasilerdeki siyaset uygulamasından farklı olduğuna da mı bakmamız gerekiyor?

Siyaset mesleği

Müteveffa Amerikan başkanı Ronald Reagan "Siyaset kötü bir meslek değildir. Kazanırsanız ödülünüz de büyük olur. Kaybederseniz de hatıralarınızı yazarsınız" diye tanımlamıştı bu mesleği... Ama bizde böyle değil bu mesleğin icrası. Kaybedenler kazanmış bir görüntü içinde seçmenin her seferinde "Hayır" dediği siyaset modelini, her şeyle kavga ederek sürdürmüyorlar mı? Yenikler emekli edilmiyor...

Düşünmek lüks mü?

Herkesin "Dediğim dedik, çaldığım düdük" diyerek siyaset ettiği, eski kavgaları bugüne taşıdıkları ve yenilenlerin galip gelmiş gibi davrandıkları bir ortamda, yukarıdaki düşünce çeşitlemelerini yapmak bazıları için lüks olabilir... Ama yine de dünyaya ve siyasete farklı açılardan bakabilmenin sayılamayacak kadar çok yararı vardır. Mesela "Demokrasi" ile "Terör"ün bir arada yaşamalarının mümkün olmadığını kabul edebilseydik...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA