Bazılarının Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AK Parti kadrolarının ABD güdümlü bir askeri darbe ile tasfiye edilecekleri ümidini utanmadan seslendirmeleri "Anakronizm"in bunların beyinlerine yerleşmiş olmasından kaynaklanabilir... Ya da bunlar ABD ile TSK güdümündeki "Vesayetçi Demokrasi"ye bağımlı kılınmış olabilirler.
Sözünü ettiğimiz siyasi düşünce sapkınlıklarına Salih Tuna Yeni Şafak'taki köşesinde şöyle değinmişti:
"Bu elemanlar... Kandil'le aynı dili kullanıyorlar. PKK terör örgütü liderlerinden Cemil Bayık, 'Bu savaş ordunun da savaşı değil. Ordunun bunu bilmesi gerekir. Ordunun da Erdoğan'ın bu oyununa gelmemesi önemlidir' dedi."
Anakronizm semptomları
Ankara Barosu'nun TSK'nın terörle mücadeleden çekilmesi için Yüksek Yargıya başvurması da benzer bir örnektir... Ya da İstanbul sermayesinin ileri gidenlerinden bazılarının kendilerini ABD güdümlü bir askeri darbe beklentisine kilitlemeleri de, bu tür yaklaşımlara örnek olabilir.
Neticede bizim düşünce çizgimizdeki en büyük problemlerden biri de, "Anakronizm" değil midir? Bu "Anakronizm"i Türkçeye "Zaman şaşkınlığı" diye mi yoksa doğrudan "Geri zekâlılık" diye mi çevirsek acaba?
Kanuni'nin telgraf direkleri
"Anakronizm" Yunancadan türeyen bir kavram. "Ana" Yunancada (yahut Elence) "Geri" anlamına geliyor. Hani bir motoru geri vitese takınca, buna "Anarya" denilir ya... "Khronos" da "Zaman" anlamına geliyor "Kronometre"yi hepimiz bilmez miyiz? Mesela eski şartlarla bugünü anlamaya çalışırsanız, siz de "Anakronizm" yanılgısına düşersiniz... Veya tarihi bir filmde Kanuni'nin akıncıları atlarını koştururken arkada telgraf direkleri görünüyorsa...
Esad bağımlıları var
Mesela bazı siyasi partiler sırf Erdoğan'a karşı olmak için Suriye'nin Esad'ının yanında olmayı, ABD'ye de uyumlu olduklarını kanıtlamak için sergiliyorlarsa... Belli ki bunlar Başkan Obama'nın özel temsilcisi General John Allen'in önceki gün BBC'ye verdiği demeçte "Hem IŞİD yenilmeli, hem de Suriye'nin Esad'ı gitmelidir" dediğini duymamışlardır. Onlar hâlâ ABD'nin Esad'a "Vatandaşlarını zehirli gazla değil de normal bombalarla öldür" dediği dönemi yaşamaktadırlar... "Anakronizm" kavramı içinde, "Çağa ve güne uyumsuzluk" da vardır.
Kim darbe yapacak?
"Irak Tezkeresi"nin reddini sessizce izleyen TSK'nın o zamanki komuta kademesini Cemaat Örgütü eliyle tasfiye eden Pentagon, acaba şimdiki komuta kademesine Fethullah Gülen'in bedduaları ile mi mesaj gönderip, darbe yaptıracaktır? TSK terörizmle mücadeleyi bırakıp, ülkenin güvenliğini sağlamak yerine "Gezi zekâlılarla" aynı "Paralel"e girip demokrasi ile mi mücadele edecektir?
Akılsızlığa paydos
Herkes akılsız olmaktan kaçınmalı... Hatırlayın yaşananları... 1980'lerde, Özal'ın yeniden- yapılanma gereği "Serbest piyasa ekonomisi"ne geçişini "Latin Amerika modeli" diye aşağılayan Bülent Ecevit Başbakan olunca ekonomiyi tümden IMF'ye teslim etmemiş miydi? Ya da 1997'nin 28 Şubat döneminde, birilerinin "Yurdu demir ağlarla ördük" diyerek "10'uncu Yıl Marşı" söylerken internet ağlarını unutmaları ve tek partiye, militarizme özlem seslendirmeleri de "Anakronizm"in semptomları değil miydi?
Bıktık bunlardan
Şimdi de "Deniz altını demir ağlarla ördük" diyerek "Marmaray"lı bir "100'üncü Yıl marşı" yapsak komik olmaz mıydı?
Siz de bıkmadınız mı yıllardır aynı akılsızların serüvenlerini ve safsatalarını izlemekten? Sonuçta "Terörle mücadele"yi "Siyasi mücadele" zannedenler ve "Ordu aradan çıksın" diyenler hâlâ yok mu aramızda?