Yeni Türkiye eskisinden öylesine farklı ki, bunu görmemek imkânsız... Akıllı cep telefonları, bu farklılığın bir göstergesi değil mi?
Önceki akşam Başbakan Erdoğan'ı İzmir'de havaalanında karşılayan kalabalıklara "Cep telefonlarınızın fenerlerini açın" diye çağrı yapıldığı anda, karanlığı on binlerce ışık huzmesi delik deşik etti.
Kısacası herkesin cebinde bir fener, bir de fotoğraf makinesi var Yeni Türkiye'de...
Geçen gün NTV'de stüdyoların bulunduğu binada karşıdan bir genç kız geliyordu. Başı elindeki cep telefonuna eğikti ve tek parmağıyla SMS yazıyordu yürürken... Önüne geçip yolunu kestim ve "Cep telefonu yokken ne yapıyordunuz" diye sordum...
- Cep telefonunun olmadığı zamanları hatırlamıyorum, diye cevap verdi.
SMS'ler ve e-mail'ler
Telefon ile internetin evliliği her şeyi değiştirmedi mi?
YıI başı mesajları ve bayram kutlamaları ya SMS'leşti ya da e-mailleşti.
Burada garip olan tek tip mesajların birbirine zıt konumdaki kişilere de gönderilmesi değil mi? Örneğin Devlet Bahçeli de ve eğer internete ulaşımı varsa Abdullah Öcalan da, aynı kişiden "Önümüzdeki yılın geçen yıldan daha başarılı geçmesini dilerim" mesajını alabilirler.
Ama bu zıtların aynı mesajları almalarından öteye aynı mesajları vermeleri de, Yeni Türkiye'nin eskisinden farklılığının bir göstergesidir. Kemal Kılıçdaroğlu ile Fethullah Gülen'in mesajdaşlıkları buna bir kanıt değil mi mesela?
Sayfaları beyaz bir kitap
Amerikalı şarkı sözü yazarı Brad Paisley'in yeni yıl için şöyle nefis bir benzetmesi vardır:
- Yarın 365 yapraklı sayfaları bembeyaz bir kitap geliyor önünüze... Bu sayfalara iyi şeyler yazmaya çalışmalısınız...
Ama biz biliyoruz ki bir bölümümüz bu kitabın sayfalarına Eski Türkiye'nin kriz modellerini copy-paste etmeyi deneyeceğiz. Belki bilirsiniz bu fıkrayı... Bir süpermarkette satıcı olarak işe başlayan gence "Müşteri aradığı malı bulamamışsa, sen hemen bir alternatif ürün sunmalısın" diye talimat vermişler.
Alternatif krizler
Bir müşteri tuvalet kâğıdı arayıp bulamayınca satıcı hemen "Tuvalet kâğıdı yerine size zımpara kâğıdı verebiliriz" diyerek müdahale etmiş.
Bizdeki satıcılar da "Eski krizler bittiyse bile, başka krizlerimiz de var" demeye her an hazırlar... Ancak Yeni Türkiye'nin tüketicileri krizleri değil, istikrarı, güveni, gelişmeyi almak istiyorlar.
Geride kalan 365 sayfalı atlatılmış krizlerle dolu kitabın kapağını kapatırken, yenisini de krizlerle doldurmayı tasarlayanları, halkın oyları ile vereceği cevaplar bekliyor 2014'te...