Bir dönemde Milli Savunma Bakanı olan siyasetçiye sormuştum:
- Neden zorunlu askerlikten vazgeçemiyoruz? Bir ordunun gücünün artık asker sayısı ile ölçülemediğinin hâlâ farkında değil miyiz?
O siyasetçi bu sorumu gülerek cevaplamıştı:
- Asker sayısını azaltırsak subaylar ne yapacak.
Askerlik süresinin kısaltılması, profesyonel orduya geçilmesi, bedelli askerlikle birikimlerin azaltılması, zorunlu askerliğin kaldırılması...
Kuşaklar boyudur bu konular gündemimizde.
Ama hepimiz artık dünyanın gerçeklerini biliyoruz...
Yeterli teknik donanıma sahip savaş geminiz olmazsa, Ege Ordusu'ndaki piyadeler bu denizde yüzerek savaşamaz.
Kalabalık yetmiyor
Veya güney sınırımızdan bir saldırı tehlikesi baş gösterdiğinde, Almanya'dan ve Hollanda'dan Patriot füze bataryaları bunları kullanabilecek yetişmiş personelle birlikte getirilip, sınırlarımızı savunmak için bölgede konuşlanıyor.
Asker sayısının askeri gücü ifade etmediğini Saddam'ın kalabalık ordusunun akıbeti ile gördük.
Konvansiyonel savaşlar için hazırlanmış orduların asimetrik savaşlarda nelerle karşılaştıklarını, Vietnam'daki Amerika'nın ve Afganistan'daki Sovyetler'in uğradığı yenilgilerden biliyoruz.
Ve biliyoruz ki "Askerlik" de, doktorluk gibi, mühendislik gibi, avukatlık gibi uzmanlık ve birikim gerektiren bir "Meslek"tir. Bir başka meslek için eğitilmiş, kendisini o mesleğin gereklerine hazırlamış bir genç erkeği, 6-12 ay arasında silah altına aldığınızda, o genç "Asker" olamıyor. Çoğunlukla kışladaki askeri yaşantının tartışılmaz kurallarını sivil mantığıyla başına iş açılmadan nasıl aşacağını düşünerek günlerini geçiriyor.
Kısa süreli askerlik
Yurt dışında çalışan ve yaşayan Türk vatandaşlarının işlerini kaybetmemeleri için kısa süreli bedelli askerlik yapabilmeleri, hâlâ "İş kaybı"nın yurtiçi ve yurtdışında sanki farklı şeylermiş gibi algılandığını göstermiyor mu?
Askerlik görevini yapmış olanlar nihai beklentinin "Terhis"i ifade eden "Tezkere" olduğunu bilirler... Neticede "Asker kaçağı" konumundakilerin sayısının 600 bine ulaşmış olması da, bu konuların acilen ele alınması gerektiğini göstermiyor mu?
Bütçeden ayrılan ödeneklerin çok büyük ölçüde genel idare harcamalarına gittiği, teknolojik yatırım ve atılımlara pek yer kalmadığı gerçeği de savunmamızın bir gerçeği değil mi?
Kısacası kuşaklar boyudur konuşulan "Profesyonel askerlik" ve "Zorunlu askerliğin kaldırılması" benzeri konular da, mutlaka bir neticeye bağlanmalıdır.
Ve mesela yeni bir "Bedelli askerlik" uygulaması ile yaş sınırı 25'e indirilebilirse, asker kaçağı sayısının dramatik ölçüde düşeceği de herhalde hesaplanmalıdır.