Dünyadaki siyasi liderlerden şu anda en zor durumda olan kim derseniz, herhalde Başbakan Tayyip Erdoğan'ın adı da öncelikle aklınıza gelir.
Neticede demokratik siyaset bir rekabettir. İktidardaki siyasetçiler ülkelerine hizmet ettikleri kadar rakipleri karşısında başarılı olmak için de çaba harcarlar. Başarının ölçüsü de seçim kazanmaktır, sandıktan galip çıkmaktır.
Bu açıdan baktığınızda Başbakan Erdoğan "Rakipsizliğin bunalımı"nı yaşamıyor mu?
Ona en karşı olanlar bile "Nasıl olsa önümüzdeki seçimlerde de AK parti galip çıkacak" demiyorlar mı?
Gerçi Erdoğan kendine bir rakip üretmek için elinden geldiğince çaba harcamakta... Ama her gün konuşmalarında Kemal Kılıçdaroğlu'na veya Devlet Bahçeli'ye dokundurmalar yapsa bile, bir türlü onların partilerini iktidar alternatifi olacak çizgiye taşıyamıyor.
Tencere tava lider çıkarmadı
Aslında onları galiba düşünce tembelliğine itiyor. Özellikle Kılıçdaroğlu Erdoğan'a laf yetiştirmeyi, CHP'yi toparlamak için çaba harcamaya yeğ tutuyor.
Peki bu durumda Başbakan Erdoğan'ın siyasi rakibi nerede bulunacak?
Gezi Parkı eylemlerinden tencere ve tava sesi çıktı ama ne yazık ki siyasi bir program ve bir lider adayı çıkamadı.
Erdoğan'ın müstakbel rakibini sınır dışında arayacak halimiz de yok... Her ne kadar bazı Erdoğan karşıtları Suriye'nin Beşar Esad'ına hayran olsalar da, bu adamı Türk vatandaşı yapılması ve Baas Partisi ile bizim seçimlere katılması pek mümkün değil.
Yine de zor durumda
Ayrıca Baas'ı model alan Türk partileri de geçmiş seçimlerde hiç varlık gösteremediler ki... İktidara ancak darbeler sayesinde ortak olabildiler.
Rakibi olmamasına rağmen, kime bakarsanız Başbakan Erdoğan zor durumda. Ramazan ertesinde yine sokak eylemlerinin başlayacağı, onun cumhurbaşkanı olmasının önünün kesileceği, yerel seçimlerde İstanbul'un AK Parti'li belediyeden alınması için gereken her şeyin yapılacağı falan yazılıp, söyleniyor. Hem rakipsiz olmak hem de zor durumda bulunmak demokratik siyasetçiler için pek görülmüş bir durum değil ama, böyle bir durum da herhalde var ki herkes yazıp söylüyor bunu.
Kısacası Başbakan Erdoğan ivedilikle kendisine bir rakip bulmak zorunda.
Gül'den yardım istese
Acaba Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gidip "Sevgili kader arkadaşım, lütfen bana yardım et, rakibimmiş gibi davran. Benim siyasetten silinmemi amaçlayanlara prim ver. Benim söylediklerimin tam tersini söyle" mi dese?
Ya da Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ı Amerika'ya Fethullah Gülen'e mi gönderse...
Sayın Gülen'in AK parti iktidarını ve kendisini eleştiren vaazlar vermesi ve Cemaat üyelerinin "Erdoğan diktatör oldu" çizgisinde makaleler yazmaları mı istense...
Hep aynı gölge adamlar
Rakip aranırken geçmişte siyaset arenasına çıkmayan ama perde arkasından Özal'ı, Ecevit'i, Çiller'i yok etmeyi planlayan, 28 Şubat'ı sahneleyen, bugün Gezi Parkı eylemlerini medyatik destekleriyle pazarlayan "Gölge adamlar" da hesaba alınabilir.
Neticede onlar "Bunca siyasetçiyi ve rakiplerimizi yok ettik, bize Erdoğan mı direnebilir ki" diye bakıyorlar olup bitenlere.
Acaba Erdoğan kendisine rakip olmayan ama kendisini siyasetten silmeye ahdetmiş güç odaklarını hafife mi alıyor? Onlar kazanırsa "Rakibi olmadan siyasetten tasfiye edilen siyasetçiler listesi"ne gireceğini acaba görmüyor mu?
Özetle gerçekten biz bize benziyoruz... Eşi benzeri olmayan bir rekabetçi demokrasimiz var!