Demokrasi kültürünü özümsemiş toplumların siyasi tarihlerinden alınacak ders "Rakip" ile "Düşman" kavramlarının birbiriyle karıştırılmaması gereğidir.
Demokratik rekabet siyasete mükemmeliyeti getirir.
Denetim sade yargı alanında değil toplum katında da geçerli olur. İktidar daha az hata yapar. Muhalefet iktidarın başarılarından ders alır ve alternatif iktidar olur.
Demokratik rekabet sistemi "Değişim"e hazır kılar.
İktidardan uzaklaşmak, yok edilmek, sürünmek anlamına gelmez.
Ama bizde çoğulcu demokrasinin vazgeçilmez öğeleri olan siyasi partilerin sözcülerinin birbirleri hakkında söylediklerini dinlerken, bunların birbirlerine "Rakip" değil de, birbirlerinin "Düşman"ı olduklarını sanabilirsiniz.
Aslında bu sadece bir görüntüdür veya öyle olmalıdır.
Demokrasi dersi
1974'te Ecevit Erbakan'la koalisyonunu bozduktan sonra, Demirel Milliyetçi Cephe Koalisyonu'nu kurmak için temaslarına başlamıştı.
Bir gün onu Güniz Sokak'taki evinde ziyaret ettim ve sordum:
- Şu anda koalisyon kurmak için görüştüğünüz liderler, çok yakın geçmişte sizin hakkınızda çok ağır sözler söylediler, hakarete varan suçlamalarda bulundular. Şimdi onlarla nasıl aynı hükümet içinde bulunabileceksiniz?
Demirel gülümseyerek hiç unutmadığım bir demokrasi dersi vermişti bana...
- Siyaset dışı mesleklerde insanlar birbirleri hakkında kırıcı sözler söylediklerinde küsüşürler, bir daha birbirlerine selam bile vermezler. Ama demokraside bir gün önce birbirlerini yeren siyasetçiler ertesi gün birbirleriyle diyalog kuramazlarsa sistem kilitlenir...
Söylemlere dikkat edilmeli
Demirel'in 28 Şubat post-modern darbesi dönemindeki rolünü onaylamasanız da, bu sözlerinin doğruluğunu herhalde inkâr edemezsiniz.
Nitekim daha sonra Ecevit'in DSP'si ile MHP'nin koalisyon kurduklarını da görmedik mi?
Bugünlere gelirsek... Bölücü terörden Türkiye'yi arındırmak için AK Parti iktidarının attığı adımlar siyaset alanında tartışılırken, iktidarın rakipleri olan muhalefet partilerinin sözcüleri kendilerini "Düşman" konumunda gösteren söylemlerden kaçınmalıdırlar.
Özellikle devletin Öcalan'la veya PKK'yla görüşmesini "İhanet" benzeri kavramlara sakız etmemelidirler.
Düşman terördür
Burada "Düşman" terördür.
Ülkeye barış getirmeyi amaçlayanlar doğal olarak rakipleriyle veya müttefikleriyle değil "Düşman"la görüşürler.
Kurtuluş Savaşı ertesinde gelen barış da, düşmanlarla yapılan Lozan pazarlıkları ile sağlanmamış mıdır?
Çok partili demokraside de kronikleşmiş bir sorunu bile çözebileceğimizi kanıtlamanın arifesindeyiz. Kalıcı barış ve demokratik çözüm gerçekleşirse, bu sadece AK Parti'nin değil sivil siyasetin zaferi olacaktır.
Kısacası Kılıçdaroğlu ve Bahçeli, Tayyip Erdoğan'ın düşmanları değil rakipleri olduklarını artık intikal etmelidirler.