ABD'nin Kongre Kütüphanesi, "Twitter"da atılan mesajları arşivleyecekmiş.
O zaman pek önem vermemiştik Kongre Kütüphanesi ile Twitter'ın yaptığı anlaşma haberine... Meğer bu anlaşmanın yapıldığı 2006'dan bu yana atılan milyarlarca tweet depolanıyormuş.
Kütüphane ilk olarak 2006-2010 yılları arasında atılan 21 milyar tweet'i arşivleyecekmiş.
Düşünün ki Twitter'ın dünyada 470 milyon üyesi var ve günde yarım milyar mesaj atıyor bu üyeler.
Şimdi bu mesajların siber dünyada kaybolmadıklarını ve arşivlendiklerini de öğreniyoruz. 2006'dan bu yana atılan 170 milyar tweet'in yer alacağı arşivde, 133 terabyte'lık bellek kullanılacakmış.
Akıllarına gelen her şeyi pek düşünmeden tweetleyenler bunların sonsuza kadar saklanacaklarını ve bunlara ulaşılabileceğini öğrendiklerinde, acaba ne düşündüler?
Düşünün bir kez... Google'a girer gibi bu arşive giriyorsunuz ve bir isim yazıp, bu ismin şimdiye kadar ne tür mesajlar attığını çıkartıyorsunuz.
Kimbilir ne ayıplar, ne hatalar, ne büyük yanılgılar çıkacaktır...
Bu arşive girmek için şimdiye kadar Kongre Kütüphanesi'ne 400 kişi başvurmuş. Ama henüz erişim izni verilmiyormuş.
Yazıya dökülen hatalar konusunda bir örneği kendimden vereyim.
Bulgaristanlı Türkler
Dünkü yazımda Bulgarların Balkan Savaşı'nda işgal ettikleri bir köyden İstanbul'a göç eden Bulgaristanlı Türk köylüsüne ait bir anekdotu naklederken, "Bulgaristanlı Türk" yerine "Bulgar Türk'ü" yazmışım.
O yazıyı yazarken herhalde bilinç altımda "Balkan Türk'ü" kavramı vardı, ama bunun yerine yanlış yaparak "Bulgar Türk'ü" yazmış ve hata yapmışım.
Aralarında arkadaşlarımın da bulunduğu Bulgaristanlı Türkleri bu yanlışımla üzdüğümü, aldığım mesajlardan anladım.
Ama hemen özür dilemek ve yanlışımı düzeltmek imkânına sahibim.
Bundan daha büyük yanlışları tweetlerinizde yaptığınızı düşünün.
Unutmak mümkün değil
Hakaretlerinizi, aşağılamalarınızı, dedikoduları iddiaya dönüştürmelerinizi... Tweet atmayı, tevatür dağıtımcılığına dönüştürdüğünüzü hatırlayın.
Yarın bir gün birisi sizin adınızı Kongre Kütüphanesi'nin tweet arama motoruna yazınca, bunlar dün yazılmış gibi ekranda belirecek.
Ya da sizin hakkınızda kimlerin ne tür kırıcı mesajlar attığını, sanki bunlar dün yazılmış gibi ekranda göreceksiniz...
Kısacası bundan sonra elimize ve dilimize olduğu gibi tweetimize de hakim olmayı düşünmeliyiz.
Yanlışlar ve ayıplar, hiç kaybolmuyor.
Adınızın başında sonsuza kadar "Dedikoducu" tanımlamasının bulunmasını ister misiniz?
Bilişim çağında "Unutmak" fiilinin anlamı kalmadı.