4 Mart'ta yapılacak başkanlık seçimi kampanyasını yoğunlaştıran Rusya Federasyonu Başbakanı Putin, 80 bin kişilik Luzniki Stadı'nı dolduran taraftarlarına "Kesin cevap verin, Rusya'yı seviyor musunuz" diye sormuş.
Onbinlerce kişi de bir ağızdan "Evet, Rusya'yı seviyoruz" diye cevap vermişler.
Putin de dış güçlere karşı verilen "Rusya muharebesi"ni kazanacaklarını söylemiş. Napolyon istilasındaki direnişi işleyen vatansever şair Lermontov'un (1814-41) "Borodino"sundan dizeler okumuş.
Ne kolay bir formülasyon değil mi?
Eğer Rusya'yı seviyorsan, kime oy vereceğin belli.
Her şey kullanılabilir
Eğer bir başka adaya oy veriyorsan, bu senin Rusya'yı sevmediğine mi işaret edecektir?
Böyle noktalarda vatanseverlik de, ideolojik bağımlılıklar da, ayrıntıdır.
Tek adam yönetimine muhalefet eden herkesi insafsızca tasfiye eden ve bunları Marksist-Leninist ideolojiye ihanet etmekle suçlayan Stalin'i hatırlayın.
Hitler'in Nazi orduları Sovyetler Birliği'ne saldırdığı gün (22 Haziran 1941) Stalin radyoda yaptığı konuşmada ne Marks'tan ne de Lenin'den söz etmişti.
Rus halkını Napolyon'u yenen Çar'ın generali Kutuzov'un hatırası etrafında toplanmaya çağırmıştı...
Hep aynı şarkı
Şimdi de Putin "Borodino Muharebesi"ni hatırlatarak Kutuzov'un hatırası etrafında toplanmaya çağırıyor taraftarlarını.
Bir seçimi kazanmak veya kaybetmek bazı ülkelerde neden savaş kazanmak veya kaybetmek gibi hayati anlam taşıyor acaba?
2'nci Dünya Savaşı'nda İngiltere'yi zafere taşıyan Winston Churchill, savaşın bittiği yıl seçim kaybetmemiş miydi?
O kampanyada "İngiltere'yi seven bana oy verir" demiş olsaydı, bugün hâlâ İngiliz siyasi mizahının konusu şeklinde kalırdı o kampanya.
Bir genel seçimde kullandığınız bir oyun, milyonlarca oyla birlikte bir partiyi iktidar yapması, sizin o milyonlarca insandan sadece biri olmanızı ve "Sürü"nün bir öğesinden öteye bir değer taşımadığınızı göstermez ki.
Çoğulcu demokrasi herkesin birbiri ile aynı olduğu değil farklılıkların birlikte yaşayabildiği yaşam tarzı olmak zorundadır.
Ama şu anda Rusya siyaseti bu gerçeğin pek farkında değil.