Siyasetin yaşamı kolaylaştıran ve nihai amacı bireyin ve toplumun mutluluğunu sağlamak olan bir meslek olması gerektiğini bazılarımız pek düşünmez.
Bazılarımız için siyaset, her doğan günde de gazete manşetlerine kriz konuları üretmesi gereken bir meslektir.
Bereket siyasetçilerin büyük çoğunluğu, mesleklerinin varlık sebebinin farkındalar.
Çünkü siyaseti çarpık yorumladığınız zaman her anlaşmazlık bir savaş sebebi, her çözüm bekleyen sorun bir kriz kaynağı olabilir.
İşte komşumuz Suriye'de "Siyaset"in ne anlama geldiğini görmekteyiz.
Siyasetin bu denli çarpıtılması ile "Bağımsızlık" ve "Egemenlik" gibi kutsanan kavramlar da, yerlerde sürünmekte.
Kendi halkını "Siyaset ediyoruz" gerekçesi ile katleden Esad Rejimi'ni dış müdahalelerden bağımsızlık ve egemenlik gibi kavramlar korumuyor mu?
Yaşadıklarımız çok fazla
Toplumların gelişmişliği veya Batı Avrupa coğrafyası gibi aklın üstün olduğu iklimlerde bulunmak da, siyasetin herkes tarafından varlık sebebine uygun biçimde algılanmasına yetmiyor.
Öyle olsaydı Mussolini, Franco, Hitler gibi faşist diktatörler Avrupa saksısında yetişebilirler miydi?
Türkiye hemen her çeşit rejimi ve sayısız krizi uzak ve yakın tarihinde siyasetin yansımaları biçiminde yaşayan insan topluluklarının ülkesi.
Kemal Tahir anlatmıştı...
Haluk Şaman (1911-86) Demokrat Parti'den milletvekili ve bakan olduğunda büyükannesine gider ve "Anneanne nazır oldum" diye müjde verir.
Bunu duyan yaşlı kadının yüzü asılır, "Oğlum nazırları idam ederler" diye mırıldanır.
Osmanlı ile bitmedi ki
"Bunlar Osmanlı'dan kalma takıntılar" diyebilirsiniz ama, Cumhuriyet döneminde ve hatta çok partili demokrasiye geçildikten sonra yer alan "Siyaseten katl" olaylarını hatırlarsanız, Suriye ile aynı coğrafyada bulunmanın yansımaları da zihninizde berraklaşıverir.
Bu ayın sonunda 28 Şubat 1997 postmodern darbesinin 15'inci yıldönümü yaşanacak.
O günden bugüne yaşanan değişime karşın, hemen her gün yeni bir kriz üretim girişimine tanık olmadık mı?
Siyaseti bürokratik oligarşinin arka bahçesi gibi gören ve demokrasinin dozajını ancak kendilerinin ayarlayabileceğini sananların oyunları boşa çıkartılsa da, tam olarak bitirilemedi.
Bakalım bunlar ne zaman yorulacaklar ve siyaset ne zaman bu mesleği çarpıtanların tecavüzlerinden kurtulacak?
Her gün yeni bir siyasi kriz haberi üretilmesinden sizler de bıkmadınız mı?