Ne yaparsanız yapın zaman geçiyor.
Ne yaşadığımız günleri ne de
"Kriz" adını verdiğimiz gelişmeleri sonsuza kadar koruyabilmemiz mümkündür.
Neticede "Atama Krizi" de yapılan atamalarla sona ermedi mi?
Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan Org. Işık Koşaner'i Genelkurmay Başkanlığına, Org. Erdal Ceylanoğlu'nu da Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atadılar.
Böylece sade atama krizi değil "Teamül Krizi" de buharlaşıverdi.
Hep böyle olmuyor mu?
Deniz Baykal'ın hedef alındığı "Kaset Krizi" de bir anda Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP genel başkanlığına aday olması ile bitivermemiş miydi?
Bu üretilmiş krizlerde önemli olan kimilerin krizleri çıkardıklarını ve krizden hangi rantı elde etmeyi beklediklerini bilebilmektir.
Anayasa Mahkemesi AK Parti'nin kapatılması istemli davayı görüşmeye başladığı günlerde yaşanılan krizi hatırlayın.
Bu krizin "Kapatılma" kararı ile sonuçlanmasını kimler bekliyordu?
Bu olmadı.
Kriz de bitti.
Kriz üretimine devam
Derken Anayasa Değişikliği Paketi'ni yine Anayasa Mahkemesi'ne taşıyıp, iptal istediler kriz rantçıları.
Şimdi önümüzde Anayasa Mahkemesi'nin kalite kontrolünden geçmiş metin var.
Ama yine de bu metin halk oylamasının yapılacağı 12 Eylül gününe kadar sürecek bir kriz üretiminin konusu değil mi?
"Referandumda 'hayır' deyin" diyenler Anayasa Mahkemesi'nden bile daha Ortodokslar demek ki...
Ellerinden gelse Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti'yi kapatmamasına da "hayır" kampanyası açarlardı.
Ama biliyoruz ki bütün bunlar ayrıntı.
CHP'yi, MHP'yi, BDP'yi ve YARSAV'ı hangi anayasal hukuk anlayışı aynı çizgide birleştirebilir ki?
Belli ki bu defa da başka türlü bir "Teamül Krizi" gündemdedir.
Bu durum her şeye 'hayır' deme teamülünün bir yansıması olabilir mi?
Acaba PKK da, bu Anayasa değişikliği ile hukukun üstün olduğu demokrasinin yara alacağı görüşünde mi?
Erdoğan hafife alıyor
Bereket Başbakan Erdoğan artık bu tür krizlerin uzmanı oldu.
Afyon konuşmasında söylediklerini dinlediniz mi bilmiyorum....
Belli ki rakiplerini hafife alıyor.
Erdoğan CHP'nin, Anayasa değişikliği konusundaki tutumunu şöyle eleştirdi Afyon'da:
-"Şimdi ben zaten merak ediyorum, CHP'nin eski genel başkanı, Anayasa değişikliği görüşülürken zaten Meclis'e bir kere uğradı, çok meşguldü. Çok meşgul olduğu için ancak bir kere uğrayabildi. Yeni genel başkanı, o da geldi ama, oy kabinine girip 'Hayır' diyemedi. Şimdi dolaşıyor. Fakat Anayasa'yı anlatmıyor. Anayasa değişikliğini anlatmıyor.
- Bakıyorsunuz, Malatya'ya gidiyor, 'Bu Anayasa'da kayısıyla ilgili bir şey var mı?', Giresun'a gidiyor, 'Bu Anayasa'da fındıkla ilgili bir şey var mı?', Rize'ye gidiyor, benim memleketime, 'Çayla ilgili bir şey var mı?' diyor. Afyonkarahisarlı kardeşlerim, olur ya, yarın buraya gelir, 'Sucukla ilgili bir şey var mı?' diye sorabilir, 'Kaymakla ilgili bir şey var mı?' diye sorabilir. Çünkü bunlar Anayasa kitapçığıyla yemek kitapçığını birbirine karıştırdılar."
Bekleyin.
"Evet-hayır krizi de" bir anda bitecektir.
Hangi krizi dondurabildik ki?