DÜN Milliyet'te Hasan Cemal Kürt Sorunu'na çözümün tartışıldığı toplantıda yaptığı konuşmayı yayınlamıştı.
Hasan Cemal'in şekillendirdiği ve altına imzamı atabileceğim bu yol haritasını sizlere satırbaşları ile aktarmak istiyorum:
"-Silahla, şiddetle Kürt sorunu arasındaki bağın koparılmasıyla çözüme giden süreçte üç aşamadan söz edilebilir.
1-Dağda gerçek bir ateşkesin ilan edilmesidir. Ben buna 'parmakların tetikten çekilmesi' diyorum. İki tarafı var bunun: Biri PKK, diğeri devlet! PKK çekilecek, devlet 'operasyon' yapmayacak! Kısacası, 'çatışmasızlık' hali... Bu 'birinci aşama'da, kapalı kapılar arkasında kısa, orta ve uzun vadeli çalışmalar hazırlanır. İlgili tüm taraflar arasında diyalog kanalları açılır, tam bir gizlilik içinde gelgitler başlar. İlgili tüm taraflar derken, bunların içinde İmralı-Öcalan da, Kandil de, DTP de, Kürt aydınları da, Kürt diasporası da olmalıdır. Nelerin nasıl yapılacağı konusunda yol haritaları şekillenirken, adı ne koyulursa koyulsun 'dağdan inme' konusuna sıra gelir.
Neden dağa çıktılar
2-Dağdan inmek, PKK'nın silahları ebediyen gömmesi, Siyaset aracı olarak şiddetten tümüyle vazgeçmesi demektir. Bu konuda, 'PKK silahı kayıtsız şartsız bıraksın, dağdan inip teslim olsun' yaklaşımını biliyorum. Bunun meşru, haklı yanlarının da farkındayım... Geçen Mayıs ayı başında, PKK'nın dağdaki bir numarası Murat Karayılan'la Kandil'de dört saat konuştum. Dağdan inme konusunu açınca şöyle demişti:
'Otuz yıldır dağlardayız. Dağa ne piknik yapmak için, ne de insan öldürmek için çıktık.' Devlet, siyasal otorite, kamuoyu önünde istediği gibi konuşabilir ama bu sözün altında yatan bazı gerçekleri görmezlikten gelemez. Kürtlerin diline, kültürüne, kısaca kimliğine ilişkin bu gerçeklerin Cumhuriyet tarihi boyunca gözardı edilmiş olmasıdır, bugüne kadar yaşanmış olan acıların temel nedeni...
3-İlk iki süreç içinde bu son aşamanın 'altyapısı' oluşturulmalıdır. 'Gizlilik' yine esas olmalıdır. En çetrefil meseleler bu aşamaya bırakılmalıdır. Takvimle, zamanla bağlı olmadan, zamana yayarak yol alınmalıdır. Bu arada, kamuoyunda, medyada, sivil toplum kuruluşlarında, üniversitelerde en serbest tartışma ortamı sağlanmalıdır.
4-Hem PKK'nın içinde, hem devletin içinde, hem de bazı ülkelerde Türkiye'nin Kürt sorununda 'demokratik açılım' yapmasını istemeyen, Türkiye'nin istikrar ve demokrasi rayına oturmasından fena halde rahatsız olan odaklar vardır, olacaktır. Bunların tuzaklarına düşmekten kaçınmak gerekir. 'Çözüm'e gelince... Kürt sorununun çözümü bir süreçtir, ucu açık ve uzun bir süreçtir."