Kuzey Irak'ta üslenen bölücü terör örgütüne karşı sürdürülen askeri harekâtın siyasi, sosyal ve ekonomik çözümler paketini ikinci plana ittiği kesindir. Neticede "güvenlik " devlet için de toplum için de en öncelikli konudur.
Siyasetin bir varlık sebebi insanların refahının ve mutluluğunun yollarını açmaksa, bir diğer varlık sebebi de bireylerin ve toplumun güvenliğini sağlamak, istikrarı korumaktır.
Elde edilen sonuçlar askeri harekâtın kaçınılmaz olduğunu kanıtladı.
Ancak aynı şekilde Güneydoğu'daki siyasal uzlaşma ve çözüm ortamının sağlanması da daha ileri bir zaman dilimine itildi.
Bunun sorumluları "Dağlıca Baskını" ile bir şeyler elde edebilecekleri yanılgısına düşen terör örgütü yöneticileridir. Şimdi onların sınırın iki tarafında da dökülen kanların hesabını vermeleri gerekiyor.
Ama demokrasi ve barış olmadan kimse kimseden hesap soramaz.
Dileriz bu gerçeği, demokrasinin bir ürünü olan DTP'liler kendi tabanlarına anlatmayı başarabilirler.