GEÇEN hafta bir film ve bir oyun, iki gecemi aydınlıklara boğdu.
Film Woody Allen'in yönettiği "Maç Sayısı" ydı.
Bu film yaşattığı gerilimler, tutkuyu bir başka açıdan ele alması ve beklenmeyen sonu ile, Woody Allen'in ustalık döneminin bir baş yapıtı.. Bu filmi görmemek gerçekten bir kayıptır.
İkinci gecemi ise Ali Poyrazoğlu'nun "Ben Eskiden Küçüktüm" ü aydınlattı.
Öncelikle İş Bankası'nın "İstanbul Salonu" nu görmemiştim. Çok etkilendim. Ali Poyrazoğlu ise, nefesi, yeteneği ve yaratıcılığı ile yine şaşırttı beni. Müthiş bir standup gösterisinde nostaljik bir yolculuk yaptırdı bize. Bunun yanında kuklaları dans ettirdi, Charlie Chapline'in "Sahne Işıkları" ndaki "Pire terbiyecisi" Calvero'ya yeni bir yorum getirdi. "Tiyatro" nun aynı zamanda bir "Gösteri sanatı" olduğunu, izleyicilerini de zaman zaman oyuna katarak yine vurguladı.
"Ben Eskiden Küçüktüm" ü de sakın kaçırmayın.