KAAN Gökalp'in Referans gazetesinde yayınlanan yazılarından birinde "Giysiler" ile "İmaj" arasındaki karşılıklı ilişki ele alınırken şu örnek de verilmişti:
- Atatürk de imajın ne kadar önemli olduğunu biliyordu. Atatürk çok büyük bir medeni cesaret örneği göstererek, Türk ordusunun üniformalarını dönemin ünlü kadın modacısı Coco Chanel'e tasarlatmıştı. Vizyon sahibi bir lider olan Atatürk, devlet otoritesini temsil eden bir kurum olan Türk Silahlı Kuvvetleri için imajın ne denli önemli olduğunu daha o zamandan görmüştü.
Coco Chanel (1883-1971) dünya modasının büyük isimlerinden biri. 1930'larda Art-deco'yu modaya sokan, 5 No'lu parfümü yaratan, 1950'lerde "Korseli siluet"in tayyörlerini çizen, Audrey Hepburn'u, Elizabeth Taylor'u giydiren kadın. Şimdi Chanel'in başında Carl Lagerfeld var.
Google'dan bakınca gördüm. Şimdi Türk ordusunun yeni üniformalarını da bir kadın modacı hazırlıyormuş. Tasarımcı Arzu Kaprol, şimdilik Kara Kuvvetleri için 14 parçalık bir koleksiyon hazırlamış. Bunun bir başlangıç olabileceğini düşünüyor ve "Hava Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri için de üniforma yapabiliriz. Niyet var ama daha resmi bir şey yok" diye konuşmuş Hürriyet'ten Şenay Topçuoğlu'na.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Levazım Maliye Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı yeni üniformaları tanıtmak amacıyla bir kitapçık hazırlamış. Kitapçığın ilk sayfasında Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün eski üniformalarla ilgili görüşleri yer alıyormuş:
- Halen kullanılmakta olan eğitim elbisesi, ABD eğitim elbisesinin kopyasıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne özgü bir patern (kamuflaj deseni) geliştirilmelidir. Eğitim elbiselerindeki yaka işaretleri çok renklidir. Hareket alanında kullanılan eğitim elbiselerinin apoletlerinin içi renksiz olmalıdır. Hareket şartlarında bu derece renkli giyinmek uygun değildir.
Özkök yeni üniformaları çok beğenmiş. Arzu Kaprol, Genelkurmay Başkanı'nın 'Emekli olmadan önce bunları giymek istiyorum' dediğini söylüyormuş.