Bireyler için "Büyümek", toplumlar için de "Gelişmek" birbirine yakın anlamlar içeriyor. Büyük torunum Faruk iki, küçük torunum Cem ise bir yaşında. Gençlik yıllarıma geldiği için, oğlumun ve kızımın bebeklikten çocukluğa geçiş dönemlerinde tanık olduğum şeyleri unutmuşum. Şimdi bebeklerle yetişkinler arasındaki farkları ve "Büyüme" nin ne demek olduğunu çok iyi görebiliyorum.
Bilincinin gelişmesi ile dünyayı yeni tanımaya başlayan bir insan yavrusu, ilk dönemde çok fazla değişiklikten, sürekli yeni olguların kendisine sunulmasından fazla hoşnut olmuyor.
İki yaşındaki büyük torunum, çocuklar için yapılmış aynı video filmini her gün seyrediyor. Herhalde bu filmdeki her sahneyi ezberlemiştir. Ama hiç bıkmadan her gün yeniden seyrediyor.
Oynamaya alıştığı oyuncak konusunda da tutumu aynı. Yeni oyuncaklara ilgi göstermiyor. Sevdiği eski oyuncakları ile oynamayı tercih ediyor. Ses ve ışık çıkartan pilli oyuncaklardan ürküyor. Biliyorum ki, daha ileri yaşlarda okumaya başlayınca beynindeki bilgi hücrelerinin doldurulmaya dönük açlığı, davranışlarına yansıyacak ve "Yeni" ye, "Bilinmeyen" e yönelecek.
Bir yerde onu kıskanıyorum da. Benim okuduğum kitapları, gittiğim ülkeleri, izlediğim tiyatro oyunlarını, filmleri, dinlediğim besteleri o henüz bilmiyor. Keşke benim için de onlar, keşfedilmemiş kıtalar gibi, ilerimde olsalardı.
Ne tarihi, ne siyaseti biliyor. Her göreceği ve öğreneceği şey, onun için "İlk defa" ve "Yeni" olacak.
Bir yaşındaki Cem ise, şu anda sıralamaktan ve tutunduğu sehpanın üzerinde elinin yetiştiği eşyaları yere atmaktan başka bir şey düşünmüyor. Bebek torunlarıma bakarken, "Toplumların da gelişmesi herhalde buna paraleldir" diye düşünüyorum.
Hep aynı konularla uğraşan, sürekli aynı kriz konularını çözmeye çalışan, ezberlenmiş klişelerle dünyaya bakmayı tercih eden toplumlar yok mu yeryüzünde? Televizyon kanallarında aynı filmin defalarca oynatıldığı, yeni ve farklı olandan ürkülen, dünyayı anlamak yerine "Zaten onlar bize düşman" diye bakılan insanların yaşadığı toplumlar yok mu? Binlerce yıldır birlikte yaşayan kültürlere sahip insanların birbirlerini tehlikeli gördüğü toplumlar...
"Gelişmemişlik" herhalde toplumların bebeklik çağını sürekli yaşaması gibi bir durum.
Bin yıl önceki bir olayın bugün hala kan davası konusu oluşturması... İnsanlık güneş sisteminin ötesindeki yıldızlarda nasıl koloniler oluşturulabileceğini araştırırken, kendi içindeki farklı kesimleri, yıldızlardan daha uzakta görmek... Okumak, araştırmak, sorgulamak... Değişimden korkmak yerine onu anlamaya ve ona uyum göstermeye çalışmak... Gelişmiş dünyada binlerce yıldır söylenen sözleri ilk kez duyduğunda "Bunlar haince düşünceler" dememek. Karşı görüşü yok etmeye çalışmak yerine dinlemek.
"Eğitim" gerekçesiyle bir şeyleri ezberlememek.
Arkasında binlerce yıllık tarihi olan ama hala bebeklik çağını yaşayan toplumlar yok mu?