Adalet ve yargı gibi konular, mesleği hukuk olmayan kesimler tarafından genellikle mantık süzgecinden geçirilerek yorumlanır.
Bir toplulukta yargı kararları tartışılırken, şu yorumun seslendirildiğini duydum örneğin:
- Bir yargılama ile ilgili haberde savcının müebbet hapis cezası istediğini, mahkeme heyetinin ise sanığı beraat ettirdiğini okudum. Aynı davaya bakış açısındaki bu farkı, Eurovision Şarkı Yarışması'ndaki oylamaya benzettim. Aynı ülkenin şarkısına bir ülke 12 tam puan verirken, bir başka ülke de sıfır puan vermez mi? Buna benzer durumları, çeşitli yargı organlarının aynı konuda birbirlerine çok zıt kararlar verdikleri zaman da görüyorum. Yani adaletin keskin kılıcı yok galiba.
Bu durum tabii ki böylece tartışılıp gidecek. Ancak hukukçuların da bazı gerçekleri kabul etmeleri şart.
Örneğin tarihin her döneminde, tüm toplumların "Suç" olarak kabul ettiği, maşeri vicdanın kabul etmediği fiillerin cezalandırılması, toplumda çok tartışılmıyor. Buna karşı her toplumun çeşitli dönemlerde konjonktüre paralel biçimde ürettiği "Moda suç" lar var ki, bunlar hukuku da, adaleti de, yargıyı da geniş kitlelerin gözünde tartışılır hale getiriyor.
Özellikle "Siyasi suçlar" bu çerçevede ele alınabilir. Ya da bizde "Banka hortumlamaları" diye bilinen olay ertesinde yasaların ve yargının olaya yaklaşımı da bu çerçeveye oturtulabilir.
Örneğin kamu bankalarının batırılması "Görev zararı" diye alınıp, bunların zararları Bütçe'den kapatılırken, özel banka sahip ve yetkililerinin soy ve soplarıyla 5020 Sayılı Yasa'ya konu edilmeleri, adaletin tartışılmasına vesile olmakta değil mi? Şimdi gündemimizde "Necmettin Erbakan cezaevine girecek mi" sorusu var mesela.
80 yaşına gelmiş, sağlığı hassas bir noktada bulunan, daha dün eşini yitirmiş bir eski Başbakan ve arkasında milyonlarca kişiyi toplamış bir siyasi lider Erbakan. Aldığı 2 yıl 4 aylık hapis cezasının infazının 4'üncü ertelenme süresi dolduğu için teslim olması yönünde yine davetiye gönderildi. Erbakan'ın avukatları müvekkillerinin sürekli rahatsızlığını gerekçe göstererek cezanın 6 ay ertelenmesini isteyecekler. Ancak yasaya göre bu erteleme hakkı son kez kullanılmış oluyor. Erbakan'ın avukatı şu açıklamayı yaptı dün:
- Neticede başvurumuz sonucu ceza ortadan kalkmıyor, erteleniyor. Savcılığın, müvekkilimizin sağlık sorunu olduğunu dikkate alarak cezayı erteleyeceğini düşünüyoruz. Bu süreçte, sayın Erbakan'ın konutta infaz hükmünden yararlanması amacıyla girişimlerimiz olacak.
Evet... Başa dönersek. Erbakan'ın cezaevine gönderilmesi toplumda hukuka ve adalete duyulan güveni pekiştirecek mi, yoksa tersi mi olacak?