KUŞ gribine neden olan virüs sadece Türkiye'yi tehdit etmiyor ki. Batı gazetelerini okurken, uydudan dünya televizyonlarını izlerken, Amerika'nın da, Avrupa'nın da, Uzakdoğu'nun da "Salgın tehlikesi" ni konuşup tartıştığını görüyorsunuz.
Nasıl petrol fiyatlarının yükselmesi tüm dünyayı etkileyen bir olaysa ve yerli malı bir sorun değilse, kuş gribi de öyle global bir olgu. Dünyada her yetkili kurum ve kişi, "Virüs mutasyon geçirip insandan insana bulaşırsa, bunu nasıl önleriz" sorusuna cevap arıyor. İspanyol Gribi'nden bugüne uzanan dönemdeki salgınların, periyodik olup olmadığı irdelenip, virüsün üremesinde matematik bir süreç olup olmadığı bile tartışılıyor.
Bizim toplumumuzda bilgisizlikten doğan tedbirsizlikler ve hijyen konusundaki umursamazlıklar dışında, Çin'de, Tayland'da, Romanya'da ne görülüyorsa aynı tekrarlanmakta.
Dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olan İngiltere'de "Deli Dana" salgını başladığında da aynı panik yaşanmamış mıydı? Göçmen kuşların yolu değiştirilemeyeceğine göre, paniklemek yerine gerekli önlemleri alalım. Her şeyi devletten beklemek yerine, hem devletin sağlık yetkililerine yardımcı olalım, hem de üzerimize düşen "Temizlik ve titizlik" konularına kararlı yaklaşalım.
Yapılabilecek tek şey budur.