Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Haftanın notları: Parıltılı güzelliklerin içi

Hayatımız rol oldu...
Eh, sahnede gibiyiz ya, tersi söz konusu olamazdı zaten.
Tek sorun birbirimizde hâlâ "içtenlik" aramamız...
Nasıl olabilir ki? Sahnede içtenlik gülünç bir durum, tökezlemek gibi, repliğini unutmak gibi, peruğunu düşürmek gibi bir şey...

***

Konuşurken "Bak, içtenlikle söylüyorum" diyenler var...
TV sunucusu düzgünlüğünde...
Sonra bakıyorsun, bir "iç"i yok ki, içtenliği olsun...

***

Hah! Nihayet beklediğim bilimsel araştırmalar Batı literatüründe yayınlanmaya başladı. Birinin adı şöyle: "Obsession with healthy foods can lead addiction and ilness / Sağlıklı besin takıntısı bağımlılık ve hastalığa yol açıyor."
Her takıntı bağımlılıkla sonuçlanabilir; işin bu yanı anlaşılır.
Fakat insan kuşkulanıyor; dev gıda kartelleri, bilim çevrelerini "Milyonlarca insan için paketli ve işlemden geçirilmiş sağlıksız gıdalar üretiyoruz; bu tekere çomak sokmayın!" diye uyarmış olabilir mi?
Bilim dediğiniz, onların bilimi...

***

Bir markette dolanıyorum.
Bütün problemli yiyeceklerin ambalajları şahane...
Özellikle çocukların bu cazibeye dayanabilmesi imkânsız...
Manzara yetişkinlerin ilişkilerini andırıyor.
Parıltılı güzelliklerin içinde ciddi bir karanlık saklanıyor...

***

Bir ankette gençlere "En sevdiğiniz sokak atıştırmalığı hangisi?" diye sorulmuş...
Kokoreç ilk sırayı almış...
Eh, vaktinin çoğunu Çengelköy'de geçiren biri olarak bu tercihin doğrudan şahidiyim.
Akşama doğru caddenin her yanı kokoreç kokar. Kuyruklar oluşur.
Ama bu "fast-food" tipinin de sonuna doğru yaklaşıyoruz sanırım...
Çeyrek ekmek kokorecin fiyatı 200 lirayı geçti.
Porsiyon kokoreç mi? Söyleyip bilmeyenlerin moralini bozmayayım.

***

Ağlıyor. Sevdiğiyle ilgili bir kırgınlık belli...
Ses etmiyorum...
Sonunda mırıldanıyor: "Meğer onu hiç tanımamışım." Anlık kırgınlıkların sertliği işte!
Fakat bir yandan da hakikati seslendirmiş oldu...
Çünkü sevmek ile tanımak farklı zamanların işidir. Aynı zaman dilimi içinde gerçekleşemezler.
Geçmiş zaman...
Sosyal medyada çok dolaşan bir laf etmiştim: "Gelirken severiz. Giderken tanırız." Ama şimdi şunu da ekleyeyim:
Tanıdıktan sonra da, hatta artık yollar çok uzaklara düşmüşken bile sevmek pek güzeldir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA