Uzun tatil bitti...
Tatili oraya buraya giderek geçirenleri de bitirdi anladığım kadarıyla...
İki gündür kart ekstresi, faturalar vesaire hesapları yapmaktan bitkin düşen tanıdıklarım var.
Gerginler...
Oysa bütün çabaları azıcık gevşemek içindi...
***
Tatil yöreleri de bitmiş; bitirilmiş.
Marketlerde
pet su bile kalmamış; bisküviler, gofretler sanki yağmalanmış...
Sosyal medyada ormanların içindeki çöp dağlarının videoları var; dünya güzeli
Fethiye sahillerinde bırakılmış pet şişe, çocuk bezi, plastik kap, poşet yığınlarına akıl erdirmek imkansız.
Bazı "okumuşlar" göçebeler gibi diyorlar bu manzaralara...
Bilmem ki...
Dört gün boyunca yiyip içtikleri karpuz, kavun, köftenin ve çocuk maması koydukları kapların bile öyle rasgele atılıp eve dönülmesinin neresi göçebelik?
***
Bütün sosyal kesimleri etkileyen
gizli bir yıkıcılık mı bu?
Bir tür "
geleceksizlik" hali mi?
Bir daha asla oraya gelinmeyecekmiş gibi; bir daha asla böyle bir tatil imkanı kazanılmayacakmış gibi yaşayıp geçmek...
Niye böyle söylüyorum?
Çünkü güneyde çok şık bir otelde çalışan tanıdığım telefon edip "
odalar savaş yeri gibi bırakıldı, hiç böylesini görmemiştik, toparlayamıyoruz" dedi.
***
Günümüz insanı içinde istikrar yoksa geleceğe dönüp bakmaktan korkuyor.
İstikrara güven kayboluyorsa, gelecek bilinmeze devrediliyor.
O zaman çöpü kaldırmaya uğraşmak gereksiz...
Sadece
"şimdi"de denize giriliyor, yeniyor, içiliyor,
para harcanıyor ve geçip gidiliyor, bilinmeze doğru...
***
Bu arada
İstanbul'un uzak köylerinden birinde yaşayan bir dostum mesaj attı: "
Burada pazarda bile bamya 150 lira."
Vahşice her yere saçılıp bırakılan çöplerle kilosu 150 lira olan bamya arasında bir bağ var mı?
Var.
Bu bağı göremeyen hiçbir şeyi anlayamıyor demektir.
***
Tatilcilerin çöpü deyince sadece nesneleri anlamayın...
Ruhsal çöpler, hasetler, hayal kırıklıkları, kavgalar, gürültüler, berbat şımarıklıklar...
Bunlar da dahil...
***
NOT DEFTERİ
Borç, şimdi tüketmekte olduklarımız için geleceğimizin bir kısmını devretmektir (...) Borçlananlar dünyanın yakında batacağını biliyorlarsa, yahut başkalarının geleceğini önemsemiyorlarsa, ne oluyor peki? (FRANCO BERARDI / Gelecekten Sonra)