Koşturup dururken nasıl bir dünyada yaşadığımızı fark edebilir miyiz?
"Tatsızlıkları görmüyoruz işte, fena mı?" diyen çıkabilir.
Lakin onca dağınık zihin ve koşturmaca içinde ya güzellikleri de ıskalıyorsak...
Yazık değil mi?
***
Dün Kabataş Erkek Lisesi'nden mezun bir dostum pilav gününde çekilmiş fotoğrafını atarken arkadaki enfes Boğaz manzarasına işaret edip şöyle yazmıştı: "Çocuktuk, o zamanlar bu güzelliğin farkında bile değildik."***
"Kuzey Ege'ye gittim... Orada tepelerden denize bakmak muhteşem" bir şey diyoruz mesela...***
Tepeleri geçtim, diyelim ki sahildesiniz...***
Dur, dedim ya...***
Geçmiş zaman...***
Son olarak...
Anısı önünde her zaman sevgiyle eğildiğim Simone Weil'dan o malum sözü koyayım: "Katıksız dikkat, duadır."
***
KARŞIYIM
Dünya Sağlık Örgütü "sağlıklı" bir örgüt değildir.
Bunu pandemiden sonra hâlâ anlamamış olanlara anlatmak zor biliyorum.
Dünya Sağlık Örgütü'ndeki "dünya" da biz değiliz, siz değilsiniz...
Küreselci oligarşi ve dev ilaç endüstrisi idare ediyor DSÖ'yü.
Bu yapıyla her türlü anlaşmaya karşıyım.
Not olarak kalsın burada...
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Haşmet Babaoğlu | Bak! Dur ve bak!