Nasıl bir hayat bekliyor bizi?
Cevap aramak için hâlâ gözlerimizi dikmiş otomobillere, binalara, silahlara bakıyoruz...
Geçen yüzyıldan kalma bir dikkat bu, demode artık...
Küreselci merkez ve yeni mühendislik çalışmaları ise insan bedeni ve zihnini dönüştürmek üzerine odaklandı.
Yani asıl soru şu: İnsan, insan kalacak mı?
Bundan haberdar mıyız?
Hayır! Bugün, yangın yeri çünkü...
Bizi bugünümüzle meşgul ediyorlar; daha çok meşgul edecekler.
***
Romain Gary, Fransa'nın en ünlü edebiyat ödülü Goncourt'u hem kendisi olarak hem de sahte kimliğiyle yazdığı romanlarla iki kez kazanmıştı...***
Mitomani arttıkça artıyor...***
Zor zamanları daha da zorlaştırmanın hızlı yolu: Kifayetsiz siyasetçiler ve soytarıdan bozma sosyal etkinlik figürleri...***
Bu yaz Paris Olimpiyatları var...
Olimpiyatlar artık bir bütün olarak heyecan uyandırmıyor; yarışmaların izlenme oranları düşüyor; olay giderek bir turizm etkinliğine dönüşüyor.
Bakalım, Paris'i nasıl pazarlayacaklar?
Sporun barış ve kardeşlik olduğu martavalına bu kez prim vermeyeceklerdir herhalde; çok komik olur.
Olimpiyat fikrinin ana düsturu olan "citius, altius, fortius", yani "daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü" deyimine gelince, bana artık sporu değil; sürekli başkalarıyla yarışarak kafayı yiyen modern insanı çağrıştırıyor.
Hep "daha" fazlasını istedikçe, azalıyoruz...
Daha hızlı düşüyoruz.
Daha yüksekten...
Ve her seferinde daha güçlü, daha sert oluyor dibe çarpışımız...