Sözüm "köşeci" meslektaşlarıma...
Arkadaşlar...
Sizin işiniz, komplo teorisi sayılır diye dişe dokunur her türlü laftan uzak durmak değil...
Düz haber ve haberin ayrıntılarını listelemek gazetelerinizde çalışan muhabir ve editörlerin işi...
Siz olup bitenleri yorumlayacaksınız...
Satır aralarına bakacaksınız...
Haberden fikir üreteceksiniz...
İlk bakışta görülmeyeni göstermeye çalışacaksınız...
***
Reisi sabotajında (tersini, külahıma anlatın!) bin dereden su getiren, ne kadar şüpheli detay varsa aktaran, lakin hemen arkasından da "Ama şimdi komplo teorilerine girmeyelim" diyen meslektaşlarıma söylüyorum...***
İran Cumhurbaşkanı'na tahsis edilen helikopterin seçiminden düştüğü yerin tespit edilemeyişine kadar bir yığın sakillik ve hatta saçmalık var...***
İnsan şüpheye kapılıyor bazen...***
Hiç uzatmayalım...
İran Cumhurbaşkanı Reisi ve yanındakiler öldürülmüştür.
Nereden geliyorlardı?
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'le buluşmadan...
Bölgenin eskimiş gerilimleri yerine yeni uzlaşmaların ilk adımını atmaktan yani...
Kim hoşlanmaz bundan?
İsrail ve ABD...
***
KAZA!
İşte gördünüz...
Dünkü bizim gazetede diğer helikopterde bulunan İran Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Gulam Hüseyin İsmaili'nin açıklamaları vardı...
Kalkışta hava açıkmış...
Sonra bakır madeni yakınlarında hava biraz bulutlanmış...
"Önümüzde seyreden Cumhurbaşkanı'nın helikopteri birden görüntüden kayboldu" diyor İsmaili...
Dahası...
İsmaili, düşen helikopterdeki Tebriz Cuma İmamı'yla defalarca irtibata geçip konuştuğunu söylüyor.
Demek ki, ölümler gerçekleşinceye kadar helikopterin bulunması engellenmiş...
Kaza mı diyorsunuz, hâlâ?