"Teşrin ortalarına doğru saadetleri gölgelenmeye başlamıştı. Her ikisi de kendi içlerinde bu saadetin bir nevi durgunluk içinde mumyalanmayı andırdığını müphem surette duyuyorlardı.
Kanlıca kahvesinde bunları konuştular.
Bu en güzel günlerinden biri olmuştu."
***
Sabah mesaj kutumda bir arkadaşımdan gelen yukarıdaki satırları görünce, "Hah işte!" dedim içimden; "Tanpınar'ın huzursuz Huzur'unu okumak bu mevsime nasıl da yakışır..."***
Teşrin diyor ya, Tanpınar...***
Ama ben eminim...***
Biteni söyler eylül; yazın bittiğini açık açık haber verir; ama gelenin altını çizmeyecek kadar zariftir.
Yine de biliriz...
Artık hayatın ölüm karşısında saygıyla eğileceği zaman dilimine hazırlanmamız gerektiğini biliriz.
O hâlde, işte soruyorum...
Hazan mevsimine hazır mıyız?
***
MUSK'IN ZİHİN OYUNLARI
Elon Musk'ın New York'ta Türkevi'ne giriş-çıkış hâllerine dikkat etmeyen kaldı mı?
Poz vermiyormuş gibi verdiği pozlara mesela...
Veya kucağında çocuğuyla girip Cumhurbaşkanımızın fotoğrafını görünür biçimde tuttuğu kitapla dışarı çıkışına...
Zihin oyunları bitmez Musk'ın...
Kitlelerin duygularıyla oynamayı bilir ve sever.
Yeni tip "halkla ilişkiler"in ustalarındandır bir bakıma; ama hiçbir "halkla ilişkiler" elemanının olamayacağı kadar "derin" yerlere de uzanır.
Biraz Görevimiz Tehlike ve James Bond filmlerinin son versiyonlarındaki çılgın milyarder tiplerini de andırıyor.
Onu değerlendirirken bu yanını unutmak saflık olur, söylemiş olayım.
Hatırlatayım; Musk'ın Starlink uyduları dünyanın çevresinde fır dönüyorlar ve yakın bir zamanda sayılarının 40 bini aşması planlanıyor.
Uyduların ne "iş" yaptığı meselesi ise karanlık...