Her seferinde...
"Adamlar kafayı dinimizle bozmuşlar, delirmek bu artık" deyip hafif alaycı bir edayla geçiştiriyoruz...
Kolaycıyız doğrusu; gevşeğiz.
Niye kafayı dinimizle bozmuşlar peki diye sormuyoruz?
Sorduğumuzda da ezberden cevaplıyoruz: Çünkü laikçiler, sekülerler, ateistler, şöyle böyleler...
Hayır! Bu tanımlamalar esas dürtüyü anlatmıyor, üstelik pek "kibar"lar...
***
Bazen de kızıyoruz...***
Ercan Yıldırım'ın çok önem verdiğim bir yazısının başlığı yukarıda sorduğum soruların cevabına giriş niteliğindedir: Türkiye'nin nomosu İslam'dır.***
Türkiye'nin düşmanları iyi biliyor: İslamsız Türkiye "vatansız"dır...
Bunun tohumlarını 200 yıldır atıyorlardı...
Ama 1970'ler kapanırken şunu netleştirdiler:
Eski politik ayrım çizgilerini; sağı, solu kalın hatlarla çizmenin işe yaramıyordu.
Hedefe, yani bu toplumun dinine doğrudan nişan almaya başladılar.
Birkaç kuşağı bu bağlamda "militan" gibi yetiştirdiler...
Hatta dikkatinizi çekmiyor mu hiç;
İslamsız milliyetçilik bile üretmeye başladılar.
Velhasıl önce bunu bilelim...
Düşünmeye buradan başlayalım.
***
AYNA
Tövbe etmeye en muhtaç kişi, tövbeye ihtiyacı olmadığını düşünen kişidir. ŞİRAZLI SADİ