Şimdi depremin yerle bir ettiği rezidansların, sitelerin, apartmanların reklamlarına baktınız mı hiç?
Müteahhitlerin reklamlarında en sevilen kelimelerden biri "düş"tür, malum.
Toplum olarak aklımızı "konut"la bozduğumuzu iyi bilirler.
Düşlediğimiz (bazen hayal, bazen rüya) hayatın satın aldığımız konut yoluyla gerçekleşeceğine bizi inandırmak isterler.
Nasıl olsa kelimeler bizi büyülüyor ya...
Satış ofisinde asgari ücrete çalıştırılan bir genç bize "İsterseniz sizi inşaat alanında gezdirelim, cennetten bir köşe olduğunu göreceksiniz" dediğinde, gevşeyiveririz...
***
Ama kelimeler tek başlarına hiç de sağlam malzeme değillerdir.***
Şimdi acılar, sancılar içinde birçok şeyi baştan öğrenmeye çabalıyoruz...***
Farkındayım...
Yeni barınma ve yerleşme modelleri konusu konuşulurken...
Bazen ütopik olmakla eleştirilen fikirler de ortaya geliyor.
Mevcut ekonomik sistem ve demografi içinde kıyı köşe kalabilecek tasarılar dile getirildiği söyleniyor.
Olsun!
Öyle de olsun!
Çünkü çok zamandır meselelerimize bakışımızdaki "darlık" bizi boğuyordu.
Oysa ufkumuzu açmak için hem derine, hem düne (geleneğe) hem de geleceğe doğru uzanmamız gerek.
Yeter ki, yaşadıklarımıza karşı dürüst olalım ve sorgulayalım.
***
NOT DEFTERİ
Bizim milletin tecrübeye dayanan bazı sözleri mevcuttur ki onlara muhakkak inanmak lazım. Mesela bunlardan birisi: "İyi iş uzarsa kötüye, kötü iş uzarsa iyiye döner"dir. (KEMAL TAHİR / Notlar-15)