"Makarna paketinin üzerine mikrodalgada üç buçuk dakikada pişer, yazmışsınız. Pişmiyor. Bu süreye kutunun kapağını ve ayrıca sunulan peynir paketini açma süresini de eklemeliydiniz. Bu yanıltıcı bilgi almayacağım makarnayı bana aldırdı. Avukatım şirketinize beş milyon dolar tazminat davası açıyor."
***
Dünyanın her yeri bir nevi Batı oldu!***
Gene iyiyiz...***
Şimdi gelelim cambazdan esasa...
Paketin üzerindeki kaç dakikada pişer yazısına bakan tüketici aynı zamanda "içindekiler" etiketine de bakıyor mu?
Kazara bakıyorsa, okuduğunu anlıyor mu?
Sanki her şey anlamasın diye kodlanmış gibi...
Oysa bu da tüketici hakkı değil mi?
Anlayınca da insan bir tuhaf oluyor; limonatada limon yok, peynirde süt yok denecek kadar az, domates çorbasında domatesi ara ki bulasın...
Ortada daha çok on beş kadar kimyasal maddenin bir araya getirildiği ürünler var.
Ve şurası da çarpıcı...
Hemen hemen bütün toplumlarda 18-29 yaş arasında gıda etiketi okuma oranı düşük...
***
NOT DEFTERİ
Biraz kuşkulansak, çok şeyler düzelecek... Bizim değişmez gerçeklerimizin yanında, karşısında, önünde, arkasında, başka gerçeklerin olabileceğini biraz düşünsek... (KEMAL TAHİR / Yol Ayrımı)