Üç gündür yollardayım.
Hem şehir içi, hem de otoyol...
Net kanaatim şu: Sürücülük bilgileri, becerileri ve dikkati buhar olmuş.
Kaza olmuyorsa, Allah koruduğundan...
Yüz kilometre süratle giden araçlar birbirlerine sürtünecek kadar yakın gidiyor...
Herkes birbirinin önünü kesiyor...
En sağ şeritteki sürücü birden dalıyor ve sol şeride doğru kaymaya başlıyor...
Çok belli...
Kafalar dolu...
Kafalar darmadağın...
***
Yazıya böyle naif biçimde gireyim, tabloyu gördüğüm gibi anlatayım istedim. (Şu "naif" ile "nahif" de nasıl karıştırılıyor birbirine; "naif" dedim, çünkü safça, sanki ilk kez yola çıkmış gibi anlatmayı seçtim.)***
Ve şu araç bakımı konusu var bir de...***
İş başa düşüyor arkadaşlar!
Böyle olmaz!
Hele hele "dolu kafa"yla; aklımızda bin türlü dert varken araç kullanılmaz...
Dikkatli olmak, ailemizi, sevdiklerimizi düşünerek yola çıkmak zorundayız.
Biz ki...
Toplumca çoğunlukla evde oturduğumuz; bir şehirden ötekine gidemediğimiz 2020 yılında bile ölümlü yaralanmalı tam 150 bin 275 trafik kazası yapmış bir toplumuz...
Resmi TÜİK rakamı bu...
Yani zaten sürücülük işinde iyi değiliz.
Bir düşünün!
***
NOT DEFTERİ
Çoğunlukla bir cümleyi çok erken yazarız, sonra bir başkasını çok geç; cümleyi doğru anda yazmamız gerekir, yoksa kaybolur. (THOMAS BERNHARD / Beton)