Dün öğleden sonra bir arkadaşım aradı...
Çalıştığı büyük şirketin güvenlikçileri ve yemekhane görevlileriyle ayaküstü sohbet ediyormuş...
Laf arasında...
"İnşallah savaşın ateşi hepimizi sarmaz" deyince, "Ah be abi!" diye karşılık vermişler;
"Büyük savaş çoktan çıktı, olan yine garibana olacak!" "İşte o zaman dün yazdıklarını anladım" diye anlatıyor arkadaşım...
"Bizim aklımızda hep askeri yığınaklar var, silahlar, ordular, şunlar bunlar...
Her ay başı tedirginlik yaşayan, eve çok ekmek götüren, ev sahibinin kira artırma gününü tırnaklarını kemirerek bekleyen kitleler için 3. Dünya Savaşı ya çıktı ya da çıkmak üzere..."
***
Bilemiyorum ki...***
Ya da şu soruyu yazıya döksem: ABD, gerçekten Ukrayna'nın geleceğini umursuyor mu?***
Medyamız da bir âlem...
Daha yakın zamanda, "Çin neden iki yıldır tahıl stoku yapıyor, neden Rusya tahıl ihracatına sınır getirdi, biz neden silolar inşa ediyoruz, bunları düşünmenin zamanı gelmedi mi?" diye sorduğum için köşecilerden biri hiç utanmadan beni oraya buraya şikâyet etmeye kalktı.
Okurları korkutuyormuşum...
Ben korkudan/korkutmaktan nefret ederim ama "uyanık" kalmayı severim.
Değiştirecekler sistemi...
Bütün yaşadıklarımız buna hazırlık.
Ama pandemiyi anlamayan planlı kıtlık, planlı savaş ve diğer meseleleri nasıl anlasın?
***
NOT DEFTERİ
Dünyada sormaktan başka ödevi var mıdır insanoğlunun? Hayır, yoktur. Çünkü bulmaktan başka ödevi yoktur. (KEMAL TAHİR / Kurt Kanunu)
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz