Beklediğim haber geldi!..
Bütün muhalif siyasi kariyerini Müslümanları aşağılayan sözler etmek ve onları protesto eden mitingler düzenlemekle geçiren Navalni, kendisine Kuran-ı Kerim vermeyen hapishane yönetimini mahkemeye vermiş...
Eh, "Batı aklı"nın marifetleri bitmek bilmez...
Ve bu akıl, Avrupa'daki Müslümanlar için bir tür "28 Şubat" hazırlığı yaparken, Rusya'da bir "devrim"e giden yolun mutlaka Müslüman halkların gönüllerini kazanmaktan geçtiğini de bilir.
***
Hatırlarsınız...***
Keşke hidayete açılan kapının haberi olsaydı bu..***
Görüyorsunuz...
Navalni'nin adı geçerken bütün dünya medyasında "muhalif lider" deniyor. Oysa en yakınındakiler bile "lider" karakteri taşımadığını söylerlerdi. Bir zehirlenme vakası her şeyi değiştiriverdi.
Ve dört ay önceye dönüp bakın...
Biden'ın koltuğa oturmasıyla Navalni'nin uçak biletini alması bir olmuştu.
Navalni "Ben ülkeme dönüyorum" dediğinde, bazı Batı ülkelerinin istihbarat teşkilatları şok yaşamış, bu da yazılıp çizilmişti; çünkü çok erken bulmuşlardı bu kararı...
Şimdi durup düşününce...
İnsanın aklına Nisan 1917'de Lenin'i savaş ortamındaki Avrupa'nın içinden "Rusya'ya devrime götüren" diplomatik dokunulmazlığa sahip ("mühürlü") tren geliyor.
Diyeceğim o ki...
Dünya neler yaşadı gördü, şimdikiler de şaşırtmamalı!
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz