Okumuş adam, bir yerden üç yavru ayının oyuncu fotoğraflarını bulmuş...
Olayı da Finlandiya'ya yakıştırmış...
"Orada ayılar bile mutlu" diyor.
Böyle bir kalıp var...
Almanya diyorsun...
İsveç diyorsun...
Japonya diyorsun...
Her seferinde laf Türkiye'ye çakılmış oluyor.
Kendi aralarında öyle ezik bir dil kurmuşlar işte!
Bayılıyorlar buna, birbirlerini alkışlıyor, bu kalıbı her gün en az bir kere kullanmadan rahat edemiyorlar.
Kolektif aşağılık kompleksi diye bir şey varsa, budur.
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Eh, çoğu zaman cehaletleri paçalarından akıyor...
***
Peki şu an ben ne yapıyorum?
Enerjimi israf ediyorum.
Çünkü bu tiplere laf anlatmaya çalışmak boş iş...
Bunları o eziklikten vazgeçirmeye çalışmak da öyle...
Diyelim ki, politikacılar bunu yapıyor; çünkü böylece gündemi sıcak tutuyorlar, anlaşılır bir şey.
Fakat bana, bize ne oluyor?
İkna olup kendilerine çekidüzen vereceklermiş gibi dil döküp duruyoruz...
SİHA'ları markette satılan drone'larla aynı şey sanan...
İlkokul seviyesinde bir kitaba ağlayıp bayılarak 2 bin 500 lira veren...
Ekoloji lafından "musluk kapatma"yı anlayan tiplere laf anlatmak mümkün mü?
Bu enerji israfına son verme zamanımız geldi de geçiyor.
Dünya çok kritik bir dönemden geçiyor.
Konuşmamız gereken çok daha önemli şeyler var.
***
NOT DEFTERİ
Bu dünya çok ısınmış, çok kızmış bir hamama benzer, orada nefes alamaz olursun, bunalırsın; ruhun da pek sıkılır. Hâlbuki hamam enlidir, boyludur. Fakat sıcaklığı yüzünden, sana dar gelir, canın sıkılır ve usanırsın. Dışarı çıkmadıkça gönlün ferahlamaz. O hâlde hamamın genişliğinden sana ne fayda olur?
(ŞİRAZLI SADİ / Gülistan)