Bir yabancı ülkedesiniz...
Her şey yolundayken birdenbire başınız dönmeye başlıyor, kendinizi sersem gibi hissetmeye başlıyorsunuz...
Ardından sebepsiz panik ataklar...
İşitme kaybı...
Ve "sisli beyin" denilen bir hal, yani uyuklamalar, unutkanlıklar, bitkinlik, bulanık bilinç...
Oysa ne yediğiniz içtiğinizde bir sorun var, ne de kalıtımsal hastalıklarınız...
Ne bir travma geçirdiniz, ne de hormonal bir sorundan çekiyorsunuz...
O halde ne?
Uzman bile olsa, biri kalkıp "sana düşük frekanslı radyo dalgalarıyla saldırılmış" dese...
Kızarsınız ve "bırak, bu saçma komplo teorilerini" diye çıkışırsınız, değil mi?
Ama Küba'da görev yapan ABD'li ve Kanadalı diplomatların başına gelen bu işte!..
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Geçenlerde ne oldu, dersiniz...
***
İşin ilginci...***
Peki bu türden bir gerçekle yüzleşmek, bilemiyorum.
Tabii ki gerçekten psikiyatrik anlamda berbat bir hastalık olan paranoyaklığı beslemenin alemi yok!
Fakat paranoyak olmanız bir gün gerçekten böyle görünmez "saldırı"lara uğramayacağınız anlamına gelmiyor.
Not düşeyim, dedim.
***
NOT DEFTERİ
Pozitif düşünce Silikon Vadisi'nde asla ilgi çekmedi. Bunun sebebi her şeyi yapmaya (hack'lemeye ve altüst etmeye) muktedir olduklarına inanmalarıydı. (B. EHRENREICH / Sağlık Salgını)