Güzel bir kelime nasıl olur da dile getirildiğinde insanın içini titretmez?
Nasıl olur da, daha ilk işitildiği anda şüpheye düşürür insanı?
Yazık!
Ama oluyor işte!
Zalimler ile "okumuşlar" tayfası el ele verip bir kavramı kötü niyetlerine alet ederlerse, oluyor.
Nitekim, "barış" kelimesini duyduğu anda irkilmeyen kalmadı.
Öylesine kirlendi.
O kadar yalan oldu.
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Evirip çevirmeden söylemeliyim.
***
Ermenistan ile Azerbaycan arasında barış sağlanmalıymış?***
Neyse ki, memleket Cihangir değil.
Neyse ki, memleketin ahalisi "sanatçı, şarkıcı, aktör" tayfasından ibaret değil.
Faili belli bir katliam varken, "kim yaparsa yapsın, kimse kimseyi öldürmesin" türünden gevşek gevezeliklere prim vermiyor bu halk.
Ota boka "susamam" diyenlerin, Ermenistan'ın cinayetleri karşısında niye sustuklarını gayet iyi biliyor.
Tıpkı PKK karşısındaki suskunluklarını affetmedikleri gibi bu suskunluğu da affetmeyecekler.
Sosyal medyadaki barış kampanyalarının katilin adını gizlemeye yaradığının farkındalar.
***
Efendim, ünlüler pek barışçıymışlar...
Gülün geçin bunlara!
Milletin umurunda değil.
Müzik prodüktörü, ünlü yazar menajeri, dizi yönetmeni, sosyal medya ajansı falan değil...
Milletten söz ediyoruz.
Biliyorlar zaten, şimdiki oyuncular, "oyuncu!
Hepsi o kadar!