Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Cumartesi notları: Pandemi sonrası takım elbise biter!

Ne sanıyorduk? Pandemi her şeyi etkileyecek ama kılık kıyafet tercihlerimizi etkilemeyecek mi? Ortalık her an bir hastane acil servisine gidecek ve yatış alacakmış gibi eşofman takımlarla dolaşanlarla dolu... Kimse kıyafet sıkıntısına katlanmak istemiyor, daha doğrusu "sıkan" kıyafet istemiyor! Erkek takım elbise ve ütülü pantolonlar tarihin çöpüne atılmak üzereler. Nitekim hazır giyim firmaları ağlaşmaya başladılar. Zaten 2019'da global düzeyde sıkıntı başlamıştı. Birçok girişimci erkek takım elbise sektörünün 2021 sonunu göremeyeceğini söylüyordu, üzerine bir de pandemi geldi. Satışlar sıfıra yakın. Çok cüretkar ve sevilecek yenilikler yapılmazsa bu iş biter. Takım elbiseyi üniforma kullanan iş ve yaşam alanlarında bile çözülme başladığında kulaklarımı çınlatırsınız.

***

Peki bu sonbahar ve kışın yaygın kıyafeti ne olacak? Aslında hepimiz biliyoruz cevabı: Sweatshirt. Bu ter çeken, rahat ve fakat şık da olabilen pamuklu giysi için TDK'nın tatmin edici bir karşılık bulamayışı ilginç.

***

Bazı haberler gözlerden kaçıyor. Microsoft geçen hafta çalışanlarına evden çalışmayı "kalıcı" olarak seçebileceklerini açıkladı. Kalıcı olarak... Bir nevi "artık bu iş böyle" dediler. Tabii ki "pandemi sağ olsun" diye ekleyecek değiller! Çok geç olmayan bir tarihte kol kuvvetiyle çalışanlar hariç herkes evlerinde çalışmaya zorlanırsa, şaşırmam.

***

Neymiş? Everest'in tepesine çıkınca falan aydınlanmıyormuş insan... Yıllardır yazıyorum. Tabiatla girilen kavgaların falan "insanın içine" işlediği, ufkunu açtığı, değiştirdiği doğru değil. Önce bir "iç"in olmalı. Hakiki bir iç... İçinde tırmanacak bir "Everest"in olmalı... Yoksa ne fark eder? Kalkar, Ahmet Necdet Sezer'i bilge sanırsın. O derece acıklı bir hal. Daha geçen gün Twitter'da meşhur dağcımızı gördük işte!

***

Yeme içme konularında herkes gurme kesildi. Normal. Sosyal medya "eğitimi" (!) hepimizi böyle yapıyor. Öğretmiyor ama özendiriyor. Sonrası bir ukalalık ki, eyvah! O yüzden son zamanlarda lezzetlerden çok müesseselere dikkat çekmeye başladım. Mesela bu sefer Bursa'da Ulus Pastanesi'ne Marşal pastası tatmaktan çok görmek için uğradım. Dile kolay, 1928'den beri aynı çizgi... Dördüncü kuşak sürdürüyor geleneği. Buna saygı duyulmaz mı?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA