Baştan belliydi ama belli ki sürekli vurgulamak gerekiyor.
Çünkü eşi dostu bile inandıramamıştım; "o kadar da değildir!" diyorlardı.
Şimdi biraz biraz uyanmaya başladılar.
Olay şu...
Dokuz yıl önce Kemal Kılıçdaroğlu CHP'nin başına hangi amaçla getirildiyse, Ekrem İmamoğlu da aynı amaçla İstanbul'u yönetmek üzere aday yapıldı.
Küçük farklarla aynı hedefe yönelik aynı taktikler...
Toplumun elle tutulur, gözle görülür gerçeklerle bağını koparmaya çalışıyorlar.
Nasıl mı?
Dikkatimizi bakıp gördüklerimizden ve bildiklerimizden uzaklaştırıp imajlara ve iddialara çekerek...
Kamuoyunun en net biçimde bildiği konularda bile sistemli biçimde şüphe uyandırmaya çalışarak...
***
Kılıçdaroğlu'nun "Akdeniz'de niye yokuz?" çıkışı veya "hava savunma sistemine ihtiyacımız yok ki" deyişini garip bir cehalet ürünü sanıyorsanız, fena yanılıyorsunuz.
Gayet bilinçli olarak böyle konuşuyor ve buna devam edecek.
Şimdi
İmamoğlu'nun eski yönetimin "
makam aracı israfı" diye Clio'lar ve kamyonetlerden oluşan hizmet filosunu Yenikapı'da sergilemeye kalkışması da öyle...
Hep sözünü ettiğim "
toplu hipnoz çalışması"nın bir parçasıyla karşı karşıyayız.
Bu sefer İmamoğlu'nun danışmanlarının biraz "hafif" davrandıkları ve yan bastıkları söylenebilir. Ama yine de çok rahatlar, pişkinler.
Çünkü
yalan haberlerine ve yanıltıcı imaj kampanyalarına ayılıp bayılmaya dünden razı milyonlar olduğunu biliyorlar. "1700
makam aracı olmaz ama 16
milyonluk bir şehire hizmette
1700 araç israf da sayılmaz"
diyecek kafalar o kesimde
çoktan buhar oldu.
***
Gelelim, orta vade hesaplarına...
Kılıçdaroğlu, çoktandır misyonunun iktidar istemek olmadığını açık açık ortaya koyuyor. Ana muhalefet liderinden çok muhalefetin "
trafik müdürü" gibi davranıyor.
İmamoğlu ise alttan alta ülke liderliğine oynuyormuş izlenimi veriyor.
Belki de bir
"test sürüşü" bütün bunlar.
Belki de
İstanbul'a kayyum atanmasına, İmamoğlu'nun mağdur rolüne soyunmasına kapı açacak kadar belediyecilikten uzak geçirilecek bir sürece politik anlam
kazandırmak için böyle bir
yol izeniyor
Bakalım, yaşayıp neler
göreceğiz?