Biliyorduk ama meğer ne çoklarmış! ABD'de azıcık sırtı sıvazlanıp keyiflerine alışınca, hele bir de "iş" falan bulunca değme Amerikalıyı cebinden çıkartacak kadar Amerikancı olanlardan bahsediyorum...
Oysa daha düne kadar mağdur halkların sağlam savunucusu kendileriymiş gibi sosyal medya mesajları paylaşır, medyada yazılar yazar, eş dost çevresinde atıp tutarlardı...
Meğer Venezuela'da ABD'nin darbe girişimini bekliyorlarmış.
Maduro'yla Esed'i bir tutanı...
Sahneye sürülen Juan Guiado'ya bir günde hayran oluvereni...
"Sırf ABD müdahale ediyor diye karşı mı çıkacağız?" diyerek mızmızlananı...
Ne ararsan var!
Gözünü sevdiğim Venezuela sayesinde hepsinin cilası birer birer dökülüyor, gerçek yüzleri ortaya çıkıyor.
Oysa sormak ve gerçekleri öğrenmek zorundayız.
Ayakta kalmak için, yenilmemek için, gelişmek için dünyadaki farklı "bağımsızlık" tecrübelerini bilmek çok önemli.
Söz konusu tecrübelerin bilgisine yüzyılın ikinci yarısında çok ihtiyacımız olacak.
Bunu yapmazsak...
Dünyanın egemen devletlerinin acımasız stratejilerini "gelişmişlik" olarak yutturmaya çalışan liberal yalakaları dinlemek zorunda kalırız.
Görmüyor musunuz?
Adamlar ABD ve AB'nin Venezuela'ya uyguladıkları acımasız ekonomik ambargoyu bile "unutturma"ya çalışıyor ve her şey geçen gün başlamış gibi davranıyorlar.