Yine kafama takıldı... Yetişkinler nasıl da kendi okul günlerini icat edilmiş hatıralara dönüştürüyorlar! Hoşluklar abartıldıkça abartılıyor, nahoşluklar kuytuya itiliyor. 30'umuzu geçince mazi cilalanmaya başlıyor, mesela okula ayaklarımızın geri geri gittiği günleri hatırlayıp anlatmaya yanaşmıyoruz. Gecelerimizi kâbuslarla bölen yaklaşan karne günlerini çocuklarına anlatan ebeveynler var mıdır?.. İlkokul, ortaokul, lise boyunca yaşadığımız derin hayal kırıklıklarımızı, herkesin içinde haksız yere horlanışlarımızı hızla unutulmaya terk edişimiz ne tuhaf! Sonuç? Okulla birlikte, "gerçek" hatıralardan da mezun oluyoruz sanki.
***
Güzel karneler var, hem de çok güzel karneler... Yok, bütün
notların tavan yaptığı, üstüne takdirnameler
yazılmış karnelerden söz
etmiyorum. Mesela fiziksel ya da
davranışsal bakımdan ayrı eğitim
alması gereken çocukların (özel eğitim
rehberi) öğretmenlerinin şöyle
notlar düştükleri karneler: "Seni tanıdığım
ilk günü hatırlıyorum.
Senin de benim de korkularım vardı. Beraber ne güzel yürüdük o yokuş yolu... Biz yürüdükçe yol da düzeldi, rahatladı. Hayatın
hep böyle olsun!"
***
Altı, yedi yıl öncesinin en sevdiğim tiyatro topluluğu
Krek'ti. Tabii köprünün altından çok sular aktı, toplum olarak ne çok sınavlardan geçtik, geçiyoruz!
Krek'in yeniden kurulup oyunlarına başladığı haberini alınca soluğu Wolkswagen Arena'da alıp "
Dünyada Karşılaşmış Gibi"yi izledim. İyi oynanıyor, kesin. Fakat geçmişte izlediğim şahane oyunları "
Güzel Şeyler Bizim Tarafta"nın yerini tutamadı.
***
Belki kızanlar olacaktır ama sorum şu:
Bildiğimiz leziz lokma tatlısının ne günahı vardı da, içine birbirinden garip başka tatlar doldurmaya başladık? Yavaş yavaş "
bulamaç tatlar kültürü" diye bir şey oluşuyor. Çok "tatsız" bir gelişme.
***
Ah, o bakış, o gözler!
Museo Del Prado'da (Madrid) hızlı adımlarla
Goya'nın "karanlık tablolar"ının
bulunduğu salona gittim. Ama beni
o ürkmüş yüzler, korkudan dağılmış
çenelerle bezeli tablolar (aslında
duvar resimleri) değil de Köpek
(El Perro) tablosu sarstı, dağıttı...
Kimileri "
bir köpeğin mukadder ölüme bakışı"nın resmedildiğini
iddia ediyor. Yolu Madrid'den
geçenler zaten bu müzeye uğramadan
yapılamayacağını biliyorlar ama
bence ne yapıp edip bu köpeciğe de
baksınlar!