Yanağıma koy bahçeni, beş parmaklı bahçeni (JOHN BERGER / Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü)
***
Her şey daha belirsiz ama artık iç rahatlığına kavuştuğumu hissediyorum. (
ITALO CALVINO / Zor Sevdalar)
***
Bu yaşam her hastası yatak değiştirme saplantısına kapılmış bir hastanedir. Kimi soba karşısında çekmek acısını, kimi pencere yanında iyileşeceğine inanır. Bana da hep bulunmadığım yerde rahat ederim gibi gelir, içimde sürekli tartıştığım bir sorundur bu göç konusu.
(
BAUDELAIRE / Paris Sıkıntısı)
***
Bir zamanlar olduğumuz kişiden bir gün olacağımız kişiye gidiyormuş gibi sürekli sürgün halde yaşarız. Kendimizi nerede bulursak bulalım, her zaman "burada" olduğumuzu unuturuz.
(
ALBERTO MANGUEL / Merak)
***
Hiçbir hayat yenilmeden, geri çekilmeden kazanılmaz. (
MEHMET EROĞLU / Issızlığın Ortasında)
***
Doğruyu söyleyen bir adamın sesinin belli bir tonu vardır. (
J. M. COETZEE / Barbarları Beklerken)
***
Anlattıklarında hep kendisi ufacık bir çocuk.
Gözlükleri ve titreyen dudaklarını görüyorum.
Beyaz yüzü çok buruşuk. Burnu büyük.
Kamburu üzerinde siyah bir şal. Bu kadın çocukluğunda da bu kadar ihtiyardı, diye düşünüyorum.
(
TEZER ÖZLÜ / Eski Bahçe)
***
Bana gelince... Dört köşe bir cam için yanıp tutuşuyorum. Ah! Bana bir pencere kenarı verseler, ayakta burnu cama dayalı dikilmiş annesini bekleyen bir çocuk gibi, bana o zamanı geri verseler! Yine ne halt ediyorsun, derdi babam beni amaçsızca dururken bulduğunda; pencerede ne yapıyorsun? Hiçbir şey diyordum uzaklaşırken, hiçbir şey. Ne haltlar mı karıştırıyorum?
Hayaller baba, hayal kuruyorum, hiç durmadan.
(
CAMILLE LAURENS / Aşkın Romanı)
***
Hayalimin dünyasını daha güzel görmek için etrafımdaki ışıkları mahsus söndürmüyor muyum? (
REŞAT NURİ GÜNTEKİN / Dudaktan Kalbe)
***
Çünkü hiçbir şey göründüğü, hatta yaşandığı gibi değil, her şey hatırlandığı gibi... (
BARIŞ BIÇAKÇI / Aramızdaki En Kısa Mesafe)
***
Asıl söylemek istediklerimi yazmaktan acizim, umarım boşlukları sen doldurursun. (
ALAIN DE BOTTON / Aşk Üzerine)