Humeyni'nin kontrol altında tutulduğu Paris'ten uçağa konulup Tahran'a gönderilmesinin ardında Batı'nın liderlerinin bulunması bazılarına anlaşılmaz geliyor.
Bana sorarsanız, 1 Şubat 1979 günü Air France'ın Tahran'a yol alan uçağında bir gazetecinin "ne hissediyorsunuz?" sorusuna Humeyni'nin verdiği cevap daha tuhaftır:
Sadece "hiç!" demiştir. Belli ki, içinde bulunduğu duruma kendisi de pek anlam veremiyordu.
Doğrusu şu ki...
Modern İran başından bugüne "tuhaf biçimde" dizayn edilmiş bir ülkedir.
Şah Rıza Pehlevi'nin birdenbire "Persleşmesi" nasıl bir dizayn ise Şah'ın gidişinden sonra içerdeki seküler ve İslamcı solcu örgütler iktidar ortağı olmaya başladığı anda devrimin Paris'ten "İslamcılaştırılması" da öyledir.
Dahası da var...
ABD ambargosu altındayken işletilebilen F-16'lar ve benzeri konulara da öyle yaklaşılmalı bence!