Cümle aynen şöyle... "İnsanın hayal gücüne sığmayan yetenekleri, insan zihnine sığmayan engin bilgisi ve insan bedenine olan sonsuz güveni sayesinde..."
Okurken "hoop noluyoruz!" oldum.
ABD imalatı bir "yeni din"in gurusuyla mı karşı karşıyayız?
Yok, konu bir "ürün" ise, ki öyle görünüyor, bu kadar da abartılmaz ki!
Google'a "Metin Hara kimdir?" diye sorulunca, neredeyse bütün haber siteleri ve gazetelerde Hürriyet'te köşe yazdığı söyleniyor ve ardından bu laflar çıkıyor.
Nasıl bir medyaysak artık, kimse gerçekten kimdir diye merak edip araştırmamış, bu cümleleri kopyalamış...
***
Lima-Hara çifti şunu bunu yapmış...
Aşkmış, reklammış...
Onlarla ilgili değilim.
Elbette 15 Temmuz şuurunun tekrar gündeme geldiği günlerde "
Adriana Lima-Metin Hara aşkı"nın
Hürriyet gazetesi marifetiyle araya sokuşturulmaya çalışılması ayrıca değerlendirilmeli.
Fakat şu an işin beni ilgilendiren yanı başka...
Yıllardır bu köşede okurlarımı "
kişisel gelişim" modasına karşı uyardım.
Artık bir hastalık haline gelen bu modanın sosyal zeminini, kültürel bağlarını ve psikanalitik köklerini gücüm ve yerim yettiği kadar dile getirmeye çalıştım.
İşte tam bu noktada söylemek zorundayım...
O çok eleştirdiğim "kişisel gelişim" modası bu kadar
ayağa düşmeyi hak etmiyor.
Daha ötesi de var...
Hara hakkındaki şu ifadeler nedir mesela, biri anlatabilir mi?
"
Kabala ve Mısır teknikleri kullanırken tasavvuf müziği dinleyip tespih çeken bir kişisel gelişim uzmanı."
***
Ayşe Arman'ın Metin Hara'yla yaptığı röportajı okurken...
Bu ülkenin berbat eğitimini rozet yapıp göğsüne takan ve sürekli "
ben eğitimliyim, çok kültürlüyüm" diye sayıklayıp duran kesimlerinin aslında ne kadar cahil ve çocuksu olduklarına güldüm.
Anladım ki, olayın tek güzel yanı Adriana Lima.
Düşünebiliyor musunuz?
Bir çırpıda eski sevgililerinin isimlerini ortaya döküverecek kadar "
gelişmemiş" bu çocuk Arman'a yeni hedefini de söylemiş:
"
Ben dünyanın Paulo Coelho'su olacağım."
Vah vah!
Be çocuk, zaten
Coelhosu var işte dünyanın!
Haydi seni anlıyorum da...
Seni okuyup ayılıp bayılanlar ne okuyup anladıklarını
biliyor mu?
Ne diyeyim artık...
Nişantaşılılar, Bebekliler, Bağdat Caddeliler, Ataşehirliler isterlerse kızsınlar bana...
Ama böyle "
gelişim"in...
Neyse, sustum!