Bazen şüpheye kapılıyorum...
Hani FETÖ deyip duruyoruz da, tam olarak bir terör örgütünden bahsettiğimizi acaba unutuyor muyuz diye?
FETÖCÜ denilince bir teröristten veya bir teröriste yardım ve yataklık edenlerden söz ettiğimizi hâlâ anlayamadık mı diye?
Çünkü kamuoyunu oyalama, uyutma, yönlendirme, yönetme, evirme, çevirme taktikleri öyle gelişti, öyle hinleşti ki...
Sonra durup baktığımızda...
Magazinin orta yerinde debelenip durduğumuzu fark ettiğimizde geç oluyor.
Bir gerçeği kafamıza sokalım artık.
15 Temmuz şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine karara bağlayalım ve bilelim ki, karşımızda bir "cemaat" falan yok.
Ahtapot gibi her yere kollarını uzatmış bir terör örgütü var.
Dünyanın eşini benzerini görmediği; istihbaratı, güvenlikçisi, medyası ve tetikçi katilleri olan acımasız bir terör örgütü...
O yüzden meseleyi sulandırmak affedilecek iş değil!
15 Temmuz'dan sonra bile "ama öyle mi, böyle mi" diye tartışıyor olmak da ya maksatlıdır ya da aptallıktır.
(NOT: Bu örgütün çok kirli bir geçmişi var. Birçok cinayette parmakları var.
Üstleri örtülmeye çalışılmış, karartılmış pek çok pislik. Meraklısına, hatta herkese tavsiyemdir; fetogercekleri.com sitesinden bu geçmişe dair bilgiler okunmalı. O zaman 15 Temmuz'u da daha berrak bir zihinle kavrıyorsunuz.)
AYNA
İki kişi boşuna zahmet çekmiştir. Birincisi kazanıp da hayrını görmeyen, ikincisi ilim öğrenip onunla amel etmeyen. ŞİRAZLI SADİ