Madem dünyanın meseleleriyle Türkiye'nin meseleleri iç içe girdi.
Madem küresel güçler Erdoğan'ı hedef almaktan vazgeçmiş görünmüyor.
O halde...
Çoktandır sormayı ihmal ettiğimiz bazı soruları sormaya başlamalıyız.
Mesela sürekli "paralel yapı"dan söz ediyoruz. Bir darbe ve terör örgütü gibi örgütlendiklerinden şüphemiz kalmadı. Üstelik "kripto"lar bitmek tükenmek bilmiyor.
Ama bunlara bakarken...
Eğer darbeyi başarsalar ve Erdoğan'ı saf dışı etselerdi, nasıl bir Türkiye kuracaklardı sorusunun üzerinde yeterince durmuyoruz.
***
Bu sorunun cevabını ararken "
Ilımlı İslam iktidarı ve ABD'nin bölge planları" gibi klişelere başvuran arkadaşlara söylemek isterim ki, bunlar pek bir şey anlatmıyor.
Bir kere, "
ılımlı" tartışmalı bir kavram.
Üstelik son birkaç yıldaki gelişmeler
Batı'nın artık İslam'ın her türlüsüyle işbirliğinden kaçındığını açıkça göstermiyor mu?
Hepsi bir yana...
Bu hareketin temel saikinin İslam olduğu noktası kuşkulu.
Çok kullandıkları "
dinlerarası diyalog" kavramını
eleştirirken bile "diyalog" varsayımı
üzerinden yürüyoruz. Yanlış.
Çünkü daha yakından bakınca, meselenin bir diyalog değil, bir "
üst söylem" (bir tür yeni dinsel harmanlama!) olduğu görülmüyor mu?
***
Başımıza nasıl bir şeyin bela edildiğini derinden anlamak için...
Hareketin üyelerinin dünyanın farklı ülkelerindeki davranış biçimlerine bakmak gerekiyor.
O zaman fark ediliyor ki...
Onların arkasındaki güç yalnız Türkiye'de değil; bütün dünyada yeni bir düzen istiyor.
H.Clinton'a tonla para yardımları ve birtakım savcılara kadar uzanan ilişkileri sırf ABD'deki güçlerini sağlamlaştırmak için olabilir mi? Buna inanmak saflık olur.
Neden Brezilya'da bu kadar canlılar ve Dilma'nın
muhalifleriyle işbirliği yapıyorlar? Güney Afrika'daki, Orta Asya'daki, Rusya'daki, Avrupa'daki varlıklarını bir "tebliğ" faaliyeti sayıp geçecek miyiz?
Sosyal medyada çeşitli ülkelerdeki paralellerin mesajlarına bakın,
bulundukları ülkeler için belli bir siyasal operasyonun unsurları haline geldiklerini kolayca görürsünüz.
***
Ve hepsinden önemlisi şu...
Meczup paralel çevre ile benim "
büyük paralel"
dediğim
küresel merkez arasındaki bağlar nedir?
Mesela düşünün...
İki yıldır uçuk twitter fenomenlerine bakmaktan
bütün bir AB'nin Türkiye'ye karşı paralelleştiğini gözden kaçırmışız.
O halde soru şu...
Suriye'den Ukrayna'ya; Rusya'dan Almanya'ya çok ciddi sorunların ortasında...
Dünya ekonomisinin büyük bir dönüşümün eşiğinde olduğu dönemde...
Bu adamlar
ne yapmak istiyorlar?