Terörün dokunulmaz kılınmasını önlemeye çalışmamız gerekiyor. Oysa gündem birdenbire genel olarak milletvekili dokunulmazlıklarına döndürüldü. Yanlış oldu.
Bu nokta hakkında düşüncelerimi maddeler halinde kısa kısa söylemek istiyorum.
Zaten meselenin öyle uzatılacak tarafı pek yok.
Çok net.
1- Hemen çözüm aradığımız mesele dokunulmazlıklar meselesi değil, siyaseten teröre yardım ve yataklık meselesidir.
2- "Dokunulmazlıkları kaldıralım" demek başka bir tartışmanın konusudur. "Teröre destek çıkan ve övenlerin dokunulmazlığı olamaz, onların dokunulmazlıklarını tanımıyoruz" deyin ve bunu hayata geçirmek için derhal çalışmaya başlayın.
3- Ne kadar kendimi zorlarsam zorlayayım, Başbakanın "506 dokunulmazlık tezkeresi var, bunları tek tek kaldırmakla vakit kaybetmek yerine hepsini bir seferde kaldıralım" demesinde iddia edildiği gibi bir rest tavrı göremiyorum.
Soru şu: 506 fezleke terörle mi ilgili? Yok, hayır! O halde rest kime? Ve ne için, hatta ne pahasına?
4- Kimse bana restin CHP'ye olduğunu söylemesin! Bugünkü CHP yönetimi bu seviyede ciddiye alınacak bir siyasal merkez değil.
Böyle davranmak bu gidişle AK Parti yönetimiyle tabanının arasını açar, söylemedi demeyin.
5- Derdimi anlamaya yanaşmayacak olanlar varsa... İşi daha da basitleştireyim.
Şimdi ne isteniyor?
Mesela Tuğba Hezer veya Selahattin Demirtaş hakkındaki terörle ilgili dosyaları değil de, Şamil Tayyar'ın veya başka bir vekilin çeşitli iddialarla oluşmuş dosyalarını mı tartışacağız? Bu mudur derdimiz? Terör, terör deyip geleceğimiz nokta bu mu olacak?
6- Son sözüm... Milli meselelerimiz ve terörle ilgili acil sorunlar "yüksek siyaset"in koridorlarında muğlaklaşırsa, bundan parlamento yara alır. Bu yolu seçmek "ara rejim"cilerin oyununa gelmek anlamına gelir ki, inşallah yanılıyorumdur.