CHP'nin hali Bizans'ın son günlerinde her şeyi bırakıp meleklerin cinsiyetini tartışan seçkin ruhbanlara benzetiliyor.
Malum, bir milletvekili odasındaki Atatürk portresini indirip çöp kovasına koymuş da...
Öteki görüp diğerine anlatmış da...
Ankara milletvekili Aylin Nazlıaka bunu öğrenmiş etrafa söylemiş ama indirenin adını vermemiş de...
Bu çok büyük suçmuş da...
Eh, Nazlıaka'nın partiden kesin ihraç talebiyle disiplin kuruluna verilmesine yol açan bu olaylar zincirine bakınca...
"Yahu memleketi bırakmış, meleklerin cinsiyetini tartışıyorsunuz" diyen muhafazakâr, liberal, ulusalcı çevreler haksız sayılmazlar.
İyi de, günümüz CHP'sinin bundan başka bir siyasi karakteri ve tavrı olabilir mi?
***
Bazı partililer bu saçma sapan dedikodu zincirinden
kesin ihraç talebi çıkartan CHP'nin
Suriye konusunda net bir politika bir yana, hâlâ doğru düzgün bir fikrinin olmayışından şikâyetçi.
Doğru! Temelde Esad'çı, bazen PYD ittifakçısı, hatta bir ara bayağı Rusçu fakat hep "
aman hiçbir şeye karışmayalım da, arıza çıkmasın"cı olan bir partiden söz ediyoruz.
Fakat sandık yoluyla iktidara gelme şansı olmayan bir partiden böyle şeyler beklemek fazla iyimserlik değil mi?
***
Kılıçdaroğlu'nun kaset komplosuyla o makama gelmesi öyle kolayca göz ardı edilemeyecek bir şeydir.
Ara ara yazıyorum.
Kılıçdaroğlu bir parti lideri olmaktan çok bir "
mümessil", bir tür "
aracı" gibidir.
Sanki...
"
Dünyanın merkezi"ndeki bazı güçler bugünün CHP yönetimini esas olarak iki görevle donatmış.
Bir...
Yüzde 25'lik seçmen sosyolojisini bir "ara rejim"de duyulacak ihtiyaca kadar
oyalamak. (Düşünün, şu son olayda Atatürk tablosu çöp kovasına sığar mı sığmaz mı, konusu ne uzun tartışıldı!)
İki...
Muhalefet değil, müzmin kriz ve siyasal anaforun aktörü olmak.