Malum, her yıl bu dönemde "Hangi üniversite iyidir?" sorusu ortalığı kasıp kavurur.
Ben de her seferinde gençlere "fazla kasmayın" der, anne babalarını kızdırırım.
Şunu da özellikle eklerim: "Sosyal etkinlikleri güçlü, çayı kahvesi iyi, muhabbet ortamı hoş, değeri bilinecek bir iki hocası bulunan bir okulu seçin, yeter!"
***
Neden?
Birincisi... Tonla üniversite var ama
gerçekten iyi üniversite sayısı hâlâ iki elin parmaklarını aşmıyor. (Bu noktada devlet veya vakıf üniversitesi diye ayırmıyorum. ) Oralara gidecekler de zaten baştan bellidir.
Diğer üniversitelerde ise
yükün ağır kısmı öğrencinin üzerindedir. Eğitim kalitesini okul değil, öğrencinin hedef ve enerjisi belirler.
İkincisine gelince...
Üniversite çağı sadece ders, sınav, seminer, not çağı değildir. Mezun olunca iş bulacak mıyız endişesiyle kavrulma çağı değildir.
Üniversite,
eşsiz bir sosyal kaynaşma demektir. O yüzden eğitim kadar üniversite ortamı da önemlidir. Çaydan, kahveden, muhabbetten dem vuruyorsam, bundan.
***
Bugün üniversite tercihi için son gün
Hayaller yine yüksekten uçuyor, gerçekler yine fena halde aşağılarda sürünüyor.
Çocuklar şaşkın ve endişeli.
Anne babalar ise çocukları üzerinden kendi hedeflerini yakalamak ve hatta ne yalan söylemeli,
gayet bencil planlar kurmakla meşguller.
Oysa üniversite eşiğindeki gençlere "
bu hayatının seçimi, aman dikkat!" demek büyük bir yalan ve haksızlıktır.
"
Yaptın bitti"si yok hayatın!
Hayatta doğru tercih, bir tür yolculuktur.
Hiç bitmeyen bir yolculuk!