Bir taksi durağının asma altı gölgesinde oturmuş soluklanırken, bir yandan da laflıyoruz.
30'larının başında bıçkın bir taksici konuyu hemen güncel siyasete çekiveriyor: "Ben bu İslamoğlu'nun ortaya çıkışını anlamadım. İşin içinde başka bir şekil olmalı!"
Fark ediyorum ki, Ekmeleddin Bey'in isim ve soyadının halkın zihnine yerleşmesinin imkânı, ihtimali yok.
Belli ki, adını Kılıçdaroğlu'nun kulağına fısıldayanlar işin bu yanını hiç düşünmemişler.
Fakat esas önemli nokta, genç taksicinin zihnini kurcalayan haklı şüphedir.
Birincisi...
Seçmen kamuoyunun hiç tanımadığı biri, hem de seçime az kala, neden çatı adayı olarak öne sürülür?
İkincisi...
Haydi diyelim ki, CHP şaşkın, MHP çaresizlik içinde yol arıyor.
Haydi diyelim ki, CHP'liler zaten 30 Mart sürecinde de gördüğümüz gibi seçim kazanmayı değil ama hayal kurmayı beceriyorlar.
İyi de, yıllarca İslam Konferansı Teşkilatı Genel Sekreterliği'ni yapmış biri niye bu rüzgâra kapılsın?
Doğru düzgün bir kampanya bile organize edemeyeceği koşullarda seçime girmeyi neden kabul etsin?
Hâlâ hangi partinin kampanyaya nasıl destek olacağı, kimin kaç para vereceği bilinmeyen bir ortamda İhsanoğlu acaba neye güveniyor, neyi planlıyor olabilir?