Bastırılmış kutupsallıkları ve çarpıklıkları örten resmi ideoloji sıvası onlarca yılın ardından nihayet kuruyup dökülmeye başlayınca...
Sosyal sınıflar ve kesimler arasındaki çıkar ve ideal farkları göze batınca...
Tadımız kaçtı. Asabımız bozuldu.
Bir kesim bu kavganın doğrudan güncel siyaset kavgası olduğuna inanmamızı istiyor.
Doğru, öyle bir yanı var!
Fakat asıl deprem gündelik hayattan başlayıp toplumsal bilinçdışına kadar uzanan çok derin bir fay hattında gerçekleşiyor.
***
Alın size bir örnek...
Yakın zamanlarda halka "
her yer direniş!" dersleri veren
Tuba Ünsal-Mirgün Cabas çifti karar vermiş:
Çocukları ABD'de dünyaya gelecekmiş.
Bu kararlarını şöyle izah ediyorlar: "
İyi okullar neredeyse, çocuğumuz orada bu okullara girebilme hakkına sahip olsun diye..."
Eh, iyi ki bu türden bireysel kararlara sınırlama getiren bir dikta rejiminde değiliz, demokrasi var. Kararları hayırlar getirsin!
Ancak birkaç yıl önce bir
magazin haberi olup hızla unutulacak bu konu artık sosyal medyada bambaşka defterlerin açılmasına neden oluyor.
Eski Türkiye'de değiliz.
Birçok ailenin duygularını inciten bu türden haberler ister istemez
cumhuriyetin uzun eğitim serüveniyle bir iç hesaplaşma yaşamasına da yol açıyor.
Dün Twitter'a baktım...
"
Ünsal bir ülke gerçeğini ifade etmiş, yalan mı!" diyenlere, hafiften kızgın ve kırgın bir dalgacılıkla "
ikide bir gerçeklerden söz edilmesine de hastayım, bu gerçekler çok acıtıyor biz cahilleri!" cevabı veriliyordu.
***
Bu sefer de lafı
eğitim konusuna getirmek istemiyorum.
Örnekse eğer...
Ülke sathındaki okullara yayılan
yabancı dil öğretiminin ta en başından beri zaten göstermelik olduğunu; önemli olan iktidar ve burjuva seçkinlerinin yabancı dil öğrenmesi olduğunu; babası
CHP bürokratı Anadolulu birkaç çocuk özel bursla Avrupa'ya gönderilince,
eşitlikçi eğitim idealleri gerçekleştirilmiş sayıldığını falan anlatmayacağım.
Sadece şunu vurgulamak istiyorum...
Bu ülkenin hayatına
Marksist sınıf tahlillerinin kolayca kuşatamayacağı kadar derin ve farklı bir "
seçkincilik" damgasını vurmuştur.
Bütün patırtı bundan...
Dökülen sıvanın altından çıkan bu
modernist, seküler ve hayli beyaz elitist kültürün çırılçıplak ortada kalmasından!