Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Okul... Çocukluksuz çocuklar!

Görünmezadam olsanız da bir ilköğretim okulunda dolaşsanız...
Önce tören saatinde ve teneffüste bahçede, sonra ders saatlerinde sınıflarda olup bitenleri izleseniz...
Çok vakit geçmeden "çocukluğun tatil edilmesidir okul" diyen şaire hak verirsiniz.
Oralardakiler çocuktur, kesin! Ama yaşadıkları şeye "çocukluk" denemez, denmemeli!
Ki zaten yetişkinlerin dünyası da öyle kurulur; her şey birbirine okulla bağlanır.
"/derslerini çalış, ödevlerini yap, sabahları karını öp/ akşamları buse kondur, imtihanlarını ver/ sınıflarını geç, yüksel, yüksel, yüksel ki yerin..." (H.Ergülen)

***
Anlamışsınızdır, geçen hafta bıraktığım yerden okul konusuna devam ediyorum...
Hani demiştim ya, okul varlığıyla bile bir dert!
Bir tür mutsuzluk fabrikası! Kırgın kuşaklar yetiştirme kampı!
Ama acaba daha pratik bakabilir miyiz?
Bilişsel psikolojinin önde gelen isimlerinden Daniel T. Willingham'ın 2009'da çıkan "Why Don't Students Like Schools?" adlı kitabı Batı'da epeyce yankı uyandırdı.
Willingham meseleye "disiplin toplumu ve okul kurumu" gibi radikal bir perspektiften bakmak yerine okul ortamı ve öğretim modelini "iyileştirme"yi hedefliyor.
Ona göre bugünkü öğretim modelleri ne insan zihninin işleyişine uyuyor, ne de modern hayatın getirdiklerine.
Mesela her öğretmeni şu soru içten içe huzursuz kılar: Az önce sınıfta anlatılan basit şeyler bile öğrencilerin aklında kalmazken, nasıl oluyor da geçen hafta seyrettikleri bir film ya da diziyi bütün ayrıntılarıyla hatırlıyorlar?
***
Günümüz okullarının "merak" duygusuyla en küçük bir alışverişi yok!
Düşünce ortamı da yok!
Var olan şey, yıkıcı rekabet atmosferi, üst üste yığılan bilgi parçacıkları ve berbat test mantığı...
Söyleyin; bir çocuk bunları gerçekten sevebilir mi? Seviyorsa, asıl tam da burada bir terslik bulmak gerekir ama sakın, bu "cısss" konulardandır.
Bilişsel ilke açıktır: İnsan doğası merak üzerine kuruludur. Fakat merak kendi başına "düşünmek" demek değildir. İnsan, koşullar uygun değilse, düşünmeyi savsaklar.
Willingham diyor ki, müfredat ve öğretmenler çocukları düşünmeye özendirmiyorsa, bir süre sonra merak duygusu ölür, ortama kayıtsızlık egemen olur.
Nitekim günümüzde olan şey budur. Geriye standart testlerin gerektirdiği ezberler kalmıştır.
O ezberlerin çocuklara özgü neşeyle, heyecanla, katılımla ne ilgisi olabilir!
Şimdi durup biz yetişkinleri bütün bunları biraz daha derinden düşünmeye çağırıyorum.
Sonra devam edeceğim.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA