Alın elinize fırçayı boyayın boyadığınız kadar!
Bakıyorum da, sadece "direniş ruhu"yla olmuyor! Biraz sanat da gerekiyor tabii; incelik, samimiyet gerekiyor!
Kim bilir, "eylem"in şehir dokusuna uygun düştüğü yerlerde insanlar belki ortaya çıkan görüntünün arkasındaki siyasal hinlikleri umursamazlar da, renklerin tadını çıkartırlar.
Fakat ne olur, herkesi kör, âlemi sersem sanmayı bırakın artık!
"Merdivenleri niye boyuyorsunuz, bize sordunuz mu?" diye size çıkışanlara hemen "ruhu gri insanlar" yaftasını yapıştırmayı; "kasvetli bir hayata karşı rengârenk bir geleceğin temsilcileri"ymiş havasını takınmayı bırakın.
Hiç inandırıcı olamıyorsunuz!
***
Halkın dünyası gri falan değil! Sizsiniz gri olan.
Halk gri olduğunda, sizinki simsiyah!
Şunun şurasında kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz.
Azıcık efkârlanınca "
hayatının gerçekte ne kadar renksiz, etrafındaki her şeyin ne kadar yapay" olduğundan şikâyet edip sızlanan kim?
Bağcılar'dakiler mi?
Hayır! Sizsiniz o!
O halde söyleyin...
Siz mi öğreteceksiniz gökkuşağındaki renkleri?
Gelin,
etrafa renk satma siyasetinden vazgeçin!
Tamam!
Akışkan modernizm, tüketim canavarını besleyip duran
kapitalizm, gitgide yayılan
bağnazlık, güvensiz toplum...
Hepsi canımızı sıkıyor, içimizi karartıyor. Tamam!
Fakat istediğimiz şey
renk ise sokaktan gelmez. Önce içerden bir "
canlanma" gerekiyor.
Gerçekten özgürlükçü bir ruh yani...
İyi de,
ilkokul ezberinden bozma politik sloganlarla mümkün mü bu!
Ne gezer!
***
Merdivenleri boyayınca ortalığın şenleneceğini düşünen orta yaşlı bir aydın olmak...
Bu da bize özgü bir şey işte!
Hundertwasser gibi tek bir mimar çıkaramamış bir entelijansiya, şimdi sokaktaki insanı
önlerine gelen merdiveni rengârenk boyarlarsa memlekete özgürlüğün geleceğine inandırmaya çalışıyor.
Çok acıklı, çok!
Kala kala ana akım medyanın meşhur "
pop sosyolog"una kaldıkları ve o da bu tayfayı sürekli gaza getirdiği için
Cihangir'in, Nişantaşı'nın, Bağdat'ın kendilerine söyledikleri yalanlar boylarını aştı!
Yahu, arkadaşlar bir sorun kendinize...
Hayatınıza renk gelsin diye ara sıra kaçtığınız
Paris'te Monmartre'daki gri merdivenleri pek renksiz bulduğunuzu bir Fransız'a söyleyebilir misiniz?