Biri söylese, güler geçerdim, ama gerçek oldu.
"Sosyoloji" lafını işittim mi, asabım bozulmaya, midem bulanmaya başladı.
İki kişi güncel bir tartışmaya girişmeye görsün ya ikisi birden ya da biri en büyük eksiğimizi şu sözlerle dile getiriyor: "Olayların sosyolojisine bakmak lazım!"
Doğru da, bu lafı edenlere bakıyorum; en başta kendilerinin böyle bir niyetleri yok!
Nasıl anlatayım; hepimiz baştan aşağı "psikoloji" kesilmişiz!
Biri çıkıyor, "Başbakan sosyoloji bilmeli!" diyor. E iyi olur tabii! İsterseniz Başbakanı dört yıl sosyoloji eğitimine gönderelim, o arada siz muradınıza erin, ülkeyi yönetin! Bu lafı eden tv yorumcusunun da yıllardır en büyük "numara"sı, Başbakan'ı defalarca seçimle iktidara getiren kitleleri "yok sayması"dır! Nasıl bir sosyolojik bakışsa artık, düşünün!
***
Bir ara
CNNTürk'te
Taha Akyol'un konuklarını izlerken iletişimci bir hanımın şöyle dediğini duydum. "
Gençler ezber bozdular, sosyolojik ve paradigmatik bir değişimin öncüleri oldular!"
Allah aşkına?!! (Gezi'deki küçük bir grubu dışarıda tutarsak) Siyasi slogan olarak ilkokul
ezberlerini durmaksızın tekrarlayanların ezber bozması mümkün mü?
"
Mustafa Kemal'in askeri" olmakla "
Mustafa Keser'in askeri" olmak arasındaki (daha beşinci günde ikincilerin yenilgisiyle sonuçlanan)
fark mı
paradigmatik? Sosyolojik açıdan son olaylarda hareketlenen katman ve sınıfların bilmediğimiz ve yeni bir tarafı var mı? Hayır!
Kabul etmek gerekir ki, bu sosyal katmanlar
gayet tutarlı biçimde 2002 öncesinde neredeyseler, şimdi de oradalar.
Artık anlamak gerekir ki, Türkiye'de "
laiklik sorunu ve hayat tarzı tartışması" aslında "
sınıf çatışması"nın üzerine serilmiş
şık bir örtüdür.
***
Tamam! Güncele bağımlı ve makropolitik yorumlardan toplumca yorulduk.
Sosyolojik bakışa gerçekten ihtiyacımız var. Yalnız iktidar için değil, toplumun bütün kesimleri için geçerli bu ihtiyaç.
Özellikle "
hayat tarzı" ve "
demokrasi" arasındaki kopmaz ilişkiyi iyice anlamak ve sindirmek için bu bakışa ihtiyacımız var.
Fakat sözüm "
sosyolojik bakış" kavramını
darbe ve iç savaş tehdidini veya uluslararası kumpası gözden kaçırmak için öne sürenlere...
Vazgeçin! Yemezler!
Gerçek bir sosyolojik analizden canınız çok sıkılır, tası tarağı toplamak gelir içinizden; "
lojik" meselelere de malum, darbelerle çare bulunmaz! Hani şimdilik o kadarını söyleyeyim.
Hem gelin, önce hep beraber "
psikoloji"mizi düzeltelim!